Savunma, güvenlik, havacılık, uzay, telekomünikasyon ve yayıncılık alanlarında güvenli iletişim çözümleri sunan CTech, NATO Haberleşme ve Bilgi Sistemleri Ajansı (NCIA) tarafından başlatılan Uydu Haberleşmesi Yer Sistemlerinin Elektronik Karıştırmaya Dayanıklı Sistem (EPMS) İhalesi’ni kazanmayı başardı.
Sistemin eski sürümlerini güncellemeyi hedefleyen yeni nesil elektronik karıştırmaya dayanıklı bir çözüm arayışında, CTech’in geliştirdiği SecureARX ürünü tercih edildi. SecureARX, ilgili standardizasyon anlaşması doğrultusunda ve ek yetenekleri ile NATO’nun uydu yer sistemlerine kritik sabit veya taşınabilir istasyon ve platformlar olarak kapsamlı bir entegrasyon sağlayacak ve NATO’nun uydu haberleşme operasyonlarının kesintisiz bir şekilde sürmesini temin edecek.
CTech Genel Müdürü Cüneyd Fırat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, savunma, havacılık ve uzay gibi alanlarda güvenli haberleşme sağlamak amacıyla çeşitli düzeylerde tedbirler geliştirdiklerini ifade etti.
2006 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri için elektronik karıştırmaya dayanıklı güvenli uydu haberleşme modeminin Ar-Ge çalışmalarına başladıklarını ve ilk teslimatı 2011’de gerçekleştirdiklerini belirten Fırat, bu alandaki çalışmalarının devam ettiğine değinerek, uzun yıllar boyunca elektronik karıştırmaya dayanıklı ve güvenli uydu terminallerinin ihtiyaçlarını başarıyla karşıladıklarını dile getirdi.
Uydu haberleşmesi alanında bu hizmeti sunmanın son derece zor olduğunu vurgulayan Fırat, ardından NATO standartlarına uyumlu hale getirdiklerini ve NATO’nun bu konudaki ihtiyaçlarını uzun vadeli olarak takip ettiklerini kaydetti.
“UZUN YILLARIN SONUCU”
NATO’nun bu sistemleri uzun zamandır kullandığını belirten Fırat, şunları söyledi:
“Bu teknolojinin karmaşıklığı nedeniyle NATO ülkelerinde bu tür ürünleri tedarik edebilecek yalnızca bir alternatif bulunuyordu. Dolayısıyla NATO, tek kaynak olarak bir Avrupa firmasıyla uzun yıllar çalışıyordu. Bizim ikinci bir alternatif olarak ortaya çıkmamız NATO nezdinde büyük bir dikkatle karşılandı. NATO, bu işleri yaygın hale getirmek istiyor. Ancak yerleşik bir düzenin ve alışkanlığın bulunduğu bir yapı var. Bizim açımızdan bu süreç hiç kolay olmadı. 2017’de başlayan bir süreç var. İlk aşamada NATO yetkilileri CTech’i anlamaya çalıştılar. Teknik inceleme süreci 1-1,5 yıl sürdü. İkinci aşamada ise NATO yetkilileri bizi ziyaret etti. Bunu sağlayan, uluslararası düzeyde bilinen bir firma, NATO’nun en büyük tedarikçisiydi. O zaman CTech bu alanda yeni bir oyuncuydu. Ziyaret oldukça olumlu geçti. NATO’nun karar alma süreçleri uzundur; birçok komisyon bulunuyor. Nihayetinde bu kabiliyetin yalnızca Türkiye ve Fransa’da olduğu ve ihalenin iki ülkeye davetli olarak yapılacağı kararı alındı. Bu durum, bizim için çok önemli bir aşamaydı. Haziran 2023’te ihalenin şartları yayımlandı.
Türkiye’de bu kabiliyete sahip tek firma CTech. Ocak 2024’te teklifimizi verdik. İlk kez bir NATO teklifinde bulunduk ve bu süreci yaşadık. Çıtası oldukça yüksekti, çok şey öğrendik. Ekibime teşekkür ediyorum, harika bir çalışma yürüttüler. Türkiye’de revize teklif imkânları mevcut ancak NATO’da böyle bir fırsat yok. 670 sayfalık bir doküman hazırlanarak titizlikle yazıldı. Değerlendirme süreci 8 ay sürdü. Bu aşamalardan başarıyla geçtik. Fiyat koşullarımız daha uygun gözüküyordu, bu yüzden teknik zarfımız açıldı. Teknik değerlendirme süreci yaklaşık 5 ay sürdü. Ağustos ayının başlarında nihai karar öncesi bir heyet daha geldi. Her aşamada çok sınandık ancak iddialı olduğumuz için özgüvenimiz tazeydi. Ekip arkadaşlarımız bu sınavlardan başarıyla geçti. Sonrasında seçildiğimiz haberini aldık, çok mutlu olduk. Bu, uzun yılların bir sonucuydu. Kısa süre önce sözleşme imzaları tamamlandı ve projeye başladık.
“TEKNOLOJİK VE TİCARİ OLARAK ÖNEMLİ BİR ETKİ YARATACAK”
Bu ürünün Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ve TÜBİTAK’ın katkılarıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerinin desteği ve yönlendirmesi ile bu aşamaya geldiğini belirten Fırat, “Uzun yıllardır iktidarda olan büyük bir rakibin yerine, NATO nezdinde böyle bir testi geçerek CTech yeni bir kimlik kazandı. Bu durumu çok değerli buluyoruz. Umarım bu projeyi başarılı bir şekilde tamamlayacağız.” dedi.
Son yıllarda yurtdışına açılım çalışmalarını hızlandırdıklarını belirten Fırat, Leonardo ile hava araçlarında uydu sistemleri tedarikçisi olduklarını, bu sistemlerin 4 ülkede aktif şekilde kullanıldığını ve yenilerinin katılacağını ifade etti.
Takip ettikleri yeni fırsatlarda öne çıktıklarını da vurgulayan Fırat, NATO tarafından tercih edilmenin bu süreci olumlu yönde etkileyeceğini duyurdu.
Fırat, “NATO, dünya genelinde oldukça güçlü bir referans noktası. Süreç olgunlaştıkça bazı kullanıcılar bizden NATO’daki durumumuzu sordu. Bu projemizin, CTech’in globalleşme aşamasında büyük bir referans olacağına inanıyoruz. Bunun sinyallerini almaya başladık.” dedi.
NATO’nun Türkiye ve CTech’ten gelen bir ürünü kullanmasının, diğer NATO ülkelerine önemli bir alternatif sunacağının altını çizen Fırat, “Sadece bir ürün satmadık, bir müşteri, kullanıcı ve paydaş kazandık. Hem NATO hem de diğer kullanıcı ve paydaşlar nezdinde diğer ürün ve teknolojilerimizi de tanıtacağız. Bu durum, bizim için hem teknolojik hem de ticari açıdan önemli bir etki yaratacak.” şeklinde konuştu.
“ÜLKEMİZİN NATO VE DÜNYAYA SUNABİLECEĞİ ÇOK SAYIDA ÜRÜN VE TEKNOLOJİ VAR”
Cüneyd Fırat, ihalenin büyüklüğü ve kapsamı hakkında, “Onlarca milyon dolarlık bir işten bahsediyoruz. Yüzlerce ürün teslim edilecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Her proje ile kendilerini geliştirdiklerini söyleyen Fırat, “Teslim edeceğimiz ürün, NATO’nun bazı özgün gereksinimlerini de karşılayan, mevcut üründen farklılaştırılmış bir ihracat versiyonunu temsil edecek. Bu bizim açımızdan yeni bir sürüm olacak. Birçok bilgi birikimimiz burada değerlendirilecek. Bu ürünler NATO’nun farklı istasyonlarına entegre edilecek. İşin yaklaşık 3 yıllık bir süreci var.” ifadelerini kullandı.
İyi bir başlangıç yaptıklarını kaydeden Fırat, sözlerini şöyle tamamladı:
“NATO yetkililerinden olumlu geri dönüş aldık. Onlar da yeni bir oyuncunun NATO’ya dahil olmasından memnunlar. Türkiye’de NATO konusu sıkça gündeme geliyor ve devletimiz NATO’da daha fazla Türk firmasının çözüm geliştirmesi için destek veriyor. Bu proje, bu bağlamda başarılı örneklerden biri olacak. NATO usullerine odaklanarak ülkemizin NATO ve dünya için sunabileceği çok sayıda ürün ve teknoloji mevcut. Geçmişte biraz çekincelerimiz vardı, ancak bugün artık deneyim sahibiyiz. CTech, sahip olduğu ürün ve teknolojilerle NATO’nun her türlü işine teklif verebilecek düzeye geldi. Hedeflerimize inanç ve kararlılıkla devam edeceğiz. İç sulardan açık denizlere, okyanuslara açılmaya başladık. Tüm birikimimiz ve deneyimlerimizle buna hazır olmalıyız. Kendimizi bu yönde motive etmeli ve geliştirmeliyiz.”