Çin Dışişleri Bakanlığı, Hindistan’ın Pakistan’da gerçekleştirdiği operasyonu “talihsiz” olarak nitelendirirken, bu durumdan endişe duyduğunu bildirdi. Bakanlık, açıklamasında, Hindistan ve Pakistan’ın sürekli olarak birbirlerinin yanında ve aynı zamanda Çin’e komşu olduklarının altını çizdi. Bu nedenle her iki ülkeye, barış ve istikrar için hareket etmeleri gerektiğini, sakin ve itidalli davranmaları gerektiğini hatırlattı. Ayrıca, durumu daha karmaşık hale getirecek eylemlerden kaçınmaları talep edildi.
Hindistan ile Pakistan arasındaki ilişkiler uzun zamandır gerilim dolu bir ortamda sürüyor. Son olarak, Hindistan, 22 Nisan’da Pahalgam bölgesinde gerçekleştirilen ve 26 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan bir terör saldırısının ardından, 6 Mayıs’ta Pakistan topraklarına ve Pakistan kontrolündeki Azad Keşmir bölgesine füze saldırıları düzenledi. Bu saldırılar, Hindistan hükümetinin misilleme olarak değerlendirilirken, Pakistan bu saldırılara karşı ciddi bir tepki gösterdi.
Hint ordusu, “terör yapılanması” olarak tanımladığı hedeflerinin 9 olduğunu ve bu hedefleri başarıyla vurduğunu ifade etti. Ancak Pakistan tarafından yapılan açıklamada, Hindistan’ın saldırılarında 6 sivil noktaya hedef alındığı, saldırılarda 26 kişinin yaşamını yitirdiği ve 46 kişinin de yaralandığı belirtildi. Bu durum, iki ülke arasında yaşanan çatışmanın boyutlarını artırırken, her iki taraf da durumu kendi lehlerine çevirmek için çeşitli açıklamalar yapıyor.
Pakistan ordusu, saldırı sırasında Hint tarafında bulunan 5 savaş uçağının düşürüldüğünü de öne sürdü. Ancak Yeni Delhi yönetimi bu iddianın gerçeği yansıtmadığını savundu ve böyle bir olayın meydana gelmediğini bildirdi. Bu tür karşılıklı açıklamalar, bölgedeki gerilimi daha da tırmandırdığı gibi, iki komşu ülke arasındaki güven sorunlarını da derinleştiriyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı’nın çağrısına yanıt olarak, Hindistan ve Pakistan’ın barış ve istikrar adına daha yapıcı bir tutum sergilemeleri gerektiği vurgulandı. Her iki ülkenin de nükleer silahlara sahip olması, bölgedeki güvenlik tehdidini artırırken, uluslararası toplumun da bu durumu yakından takip ettiği bilinmektedir. Çin, bölgedeki dengeyi korumak adına tarafları diyaloga davet etmeye devam edeceğini belirtiyor. Söz konusu durum, yalnızca Hindistan ve Pakistan’ı değil, aynı zamanda bu ülkelerle olan ilişkileri etkileyen tüm komşu devletleri de dolaylı olarak etkilemektedir.
Sonuç olarak, Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilim, sadece iki ülke arasında değil, bölgesel bir sorun haline gelmiş durumdadır. Özellikle Çin’in bu durumla ilgili duyduğu endişe, bölge dinamiklerini etkileyen önemli bir faktördür. Gelecekte olası bir diyaloğun sağlanabilmesi için, tarafların birbirlerine karşı daha yapıcı bir yaklaşım benimsemesi gerekmektedir.