FERİT ZENGİN/HABER MERKEZİ- Olayın gelişimi, B.A. isimli bireyin ifadesi doğrultusunda karmaşık bir hal almıştır. B.A., ifadesinde, cinayeti sosyal medya aracılığıyla öğrendiğini ve ne ölen çocukla ne de ailesiyle bir tanışıklığının bulunduğunu belirtmiştir. Ayrıca, sosyal medya üzerindeki paylaşımlarının bilinçsiz bir şekilde yapıldığını ifade etmiştir. Bu durum, olayın sosyal medya üzerinden yayılan bilgilerin ciddiyetini ve etkisini gözler önüne sermektedir.
B.A. ile birlikte suça karıştığı düşünülen A.S.D, E.K. ve H.E.A. isimli çocuklar, emniyette gerçekleştirilmiş olan sorgulamalarının ardından Bakırköy Adliyesi’ne sevk edilmiştir. Nöbetçi sulh ceza hakimliği, bu dört şahsın “birden fazla kişiyle tehdit” ve “silahla tehdit” suçlarından tutuklanmasına karar vermiştir. Ek olarak, K.G. isimli kişi de benzer suçlamalarla tutuklanmıştır; bu kişi “birden fazla kişiyle tehdit”, “silahla tehdit” ve “ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma” suçlarıyla yargılanacaktır.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, olayla bağlantılı olarak K.Y. isimli bir kişinin Gümüşhane ilinde yakalandığını duyurarak, olayın aydınlatılması için gereken adımların atıldığını belirtmiştir. Bu duyuru, olayın ciddiyetini ve yetkililerin konuyla ilgili çalışmalarının devam ettiğini göstermektedir. Ayrıca, cinayete kurban giden Ahmet’in mezarına gerçekleştirilen saldırıya dair sorumluların bulunması amacıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü özel bir ekip oluşturmuştur. Bu ekip, tüm detayları inceleyerek, faillerin yakalanmasını hedeflemektedir.
Olayın başlangıcı ve sonrasında yaşanan gelişmeler, toplumda ciddi bir huzursuzluğa neden olmuştur. Cinayet olayı ve ardından gelen tehditler, özellikle gençler arasında silah kullanımının yaygınlaşma riski ile birlikte sosyal medya üzerindeki etkilerin de dikkat çekici hale geldiğini göstermektedir. Gençlerin, sosyal medya platformlarında sergiledikleri davranışların sonuçlarını tam olarak anlamadığı ve bu tür olumsuz etkilere açık olduğu görülmektedir.
Bu tür olaylar, devlet otoritelerinin toplum güvenliğini sağlama noktasındaki çalışmalarını artırması gerektiğini ortaya koymaktadır. Özellikle genç bireylerin suça sürüklenmelerinin önüne geçmek amacıyla eğitim ve bilinçlendirme projelerinin hayata geçirilmesi elzemdir. Olayın çözüm süreci devam ederken, pek çok ailenin de bu durumdan etkilendiği düşünülmektedir. Ailelerin, çocuklarını eğitirken ve sosyal medya kullanımlarını denetlerken, daha dikkatli olmaları gerektiği açıktır.