HİLAL ÖZTÜRK/HABER MERKEZİ- Türkiye’de yeni bir çalışmanın kanunlaşmasıyla, ceza infaz kurumlarında üç yıldan az cezası kalan 50 bin hükümlünün tahliye edilme imkanı bulunmaktadır. Erken tahliyeden yararlanacak hükümlüler, cezaevi gözlem kurulları tarafından belirlenecek, iyi halli olmayanlar ise cezaevinden çıkarılmayacaktır. Türk-Alman Üniversitesi Ceza Hukuku Öğretim Üyesi Ali Kemal Yıldız, Milliyet’e yaptığı açıklamada, ceza infaz kurumlarındaki doluluk oranı, toplumda var olan af beklentileri ve yürütülen çözüm süreçleri gibi faktörlerin, devletin yapacağı bu tür düzenlemelerin kaçınılmaz olduğunu ortaya koyduğunu ifade etmiştir.
‘Geçici rahatlama sağlar’
Ali Kemal Yıldız, düzenlemelerin infaz kurumlarındaki nüfusu azaltmak ve geçici rahatlama sağlamak dışında başka bir faydası olmayacağına dikkat çekmektedir. Yıldız, Türkiye’nin suç önleme stratejilerinin gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayarak, suç işlemiş bireylerin infaz süreçlerinde ıslah edilmesinin gerekliliğine işaret etti. Uzmanların katkısıyla geniş kapsamlı bir çalışma yapılması ile birlikte, elde edilen sonuçlar ışığında kısa, orta ve uzun vadeli bir eylem planının oluşturulup kararlılıkla uygulanması gerektiğini savunmaktadır. Bunun yanı sıra, bir şiddet eylem planının hazırlanmasının zorunlu olduğu kanaatindedir.
7 maddede şiddet eylem planı
Yıldız, futbolda şiddetin önlenmesi için yapılan yasal düzenlemelerin başarılı sonuçlar doğurduğunu hatırlatmakta ve bu kararlılığın toplumsal şiddeti önleme, ceza ve infaz sorunlarına çözüm bulma yönünde de gösterilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Şiddet Eylem Planı çerçevesinde ele alınması gereken başlıca konuları şu şekilde sıralamaktadır:
- 1- Toplumun hakları, suçluluk ve yaptırımlar gibi konularda eğitilmesi;
- 2- İnfaz sisteminin pratik ihtiyaçlara göre kısa aralıklarla değiştirilmemesi;
- 3- Uzun vadeye yönelik ayrıntılı bir çalışma ile amaca uygun bir sistemin oluşturulması;
- 4- Ceza infaz kurumlarının ıslah fonksiyonunu etkin bir biçimde yerine getirecek şekilde yapılandırılması;
- 5- Hükümlülerin infaz sonrası yalnızca imza atmakla kalmayıp, danışmanlık, psikolojik destek ve iş desteği gibi alanlarda da sıkı bir şekilde takip edilmesi;
- 6- Tehlikeli suçlular açısından, cezanın infazı sonrası güvenlik tedbiri uygulanacak bir sistemin geliştirilmesi;
- 7- Bu süreç sağlanana kadar elektronik sistemlerle takiplerin gerçekleştirilmesi.
Bu açıklamalar, Türkiye’deki ceza infaz sisteminin mevcut sorunlarına karşı önerilen yenilikçi yaklaşımları içermektedir. Ali Kemal Yıldız’ın önerileri, yalnızca mevcut cezaevlerinde yaşanan doluluk sorununun hafifletilmesine değil, aynı zamanda halk sağlığını korumaya ve suç oranlarını düşürmeye yönelik önlemleri de kapsamaktadır. Eğitim, yapılandırma ve izleme gibi unsurlar, ceza infaz kurumlarının daha etkili bir şekilde işletilmesine yardımcı olabilir.
Son olarak, toplumun genelinde uygulanacak bu tür politikaların ve düzenlemelerin, bir bütün olarak ele alınması gerektiği açıktır. Suçun önlenmesi ve cezaların infazı konularında toplumun geniş kesimlerinin bilinçlendirilmesi, uzun vadede daha sağlıklı bir toplum oluşturulmasına katkı sağlayacaktır. Uygulanan eylem planları, sıkı takip ve danışmanlık sistemleri ile desteklendiğinde, başarılı sonuçlar elde etmek daha mümkün olacaktır. Bu tür yaklaşımların yanı sıra, şiddetin önlenmesine yönelik toplumsal bilinçlendirme de kritik öneme sahiptir.
