İsrail ordusu, işgali altında tuttuğu Batı Şeria’da saldırılarını arttırarak, Cenin kentinde bir tank tümeninin destek vereceğini açıkladı. Bu durum, bölgedeki gerilim ve çatışmaların yeniden tırmandığını gösteriyor. Gazze’de bir ateşkes ve esir takası anlaşması yürürlüğe girdikten sonra, 21 Ocak 2024’te Cenin’e yönelik başlattığı saldırıları genişleten İsrail ordusu, bölgedeki köylere de saldırılar düzenlemeye başladı.
Yedioth Ahronot gazetesinin yayımladığı bir habere göre, İsrail tankları 22 yıl aradan sonra işgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyindeki Cenin yakınlarında görüldü. Bu, bölgedeki askeri hareketliliğin arttığını açıkça ortaya koyuyor. İsrail ordusunun, Cenin kentindeki saldırıları son derecede yoğun ve sistematik bir şekilde gerçekleştirmesi, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekiyor.
BATI ŞERİA’YA SALDIRILAR
Ateşkesin 19 Ocak 2024’te yürürlüğe girmesi ile birlikte, İsrail ordusu, hemen ardından 21 Ocak’ta Cenin kentinde “Demir Duvar” adını verdiği bir operasyon başlattı. Bu operasyonda, yoğun bombardımanlar ile birlikte, zırhlı araçlar ve tankların da kullanıldığı bildiriliyor. Cenin’deki bu saldırılar, sadece birkaç gün içinde şiddetlendirilerek, 27 Ocak’ta Tulkerim ve 2 Şubat’ta Tubas’ın El-Faria Mülteci Kampı ile Tamun beldesini de kapsayacak şekilde genişletildi.
8 Şubat’ta Tamun’daki güçlerini geri çeken İsrail askerleri, bir gün sonrasında, 9 Şubat’ta Tulkerim’in doğusunda bulunan Nur Şems Mülteci Kampı’na yönelik saldırıları artırdılar. Bu süreçte, saldırıların etkisi altında kalan bölgedeki Filistinlilerin sayısı maalesef oldukça yüksek. 21 Ocak’tan bu yana yapılan saldırılarda en az 56 Filistinli hayatını kaybetti, binlerce kişi ise yaralandı. Bununla birlikte, bölgedeki yapıların ve altyapının da büyük çapta tahrip olduğu bildiriliyor.
Ülke genelinde, işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana süren başka bir saldırı dalgasında ise, 167 çocuk dahil olmak üzere toplamda 920’den fazla Filistinli hayatını kaybetmiş ve 7 bine yakın kişi yaralanmıştır. Bu durum, bölgedeki insani krizin ve çatışmaların ne denli derinleştiğini ortaya koyuyor. İsrail ordusunun artan saldırıları, uluslararası alanda çeşitli tepkileri ve endişeleri de beraberinde getiriyor.
Bütün bu olaylar, Filistin-İsrail çatışmasının dinamiklerinin ne denli karmaşık olduğunu ve bölgedeki gerginliğin ne şekilde evrildiğini göstermektedir. Çatışmaların durulması ve barış ortamının sağlanabilmesi için, uluslararası toplumun daha etkin bir şekilde devreye girmesi gerektiği düşünülmektedir. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşların, yaşanan bu insani dramanın sona ermesi için güçlü adımlar atması gerektiği uzmanlar tarafından dile getirilmektedir.