Son günlerde, İstanbul’un Fatih ilçesinde yaşanan olay, gündemi sarstı. Özbekistan vatandaşı olan 28 yaşındaki Maftuna İshmatova, başka bir Özbek aileye ait bebeği asistan olarak bakmak üzere anlaşmıştı. İshmatova, yaklaşık iki aydır bu ailede bakıcılık yapmaktaydı. Ancak, bu dönemde bakıcılık yaptığı bebeğe karşı şiddet uyguladığı belirlendi. Ağlayan bebeğin üzerine uyguladığı tokat ve tekme, evde bulunan başka bir kişi tarafından cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Bu durumu gören tanık, durumu yetkililere bildirerek, duruma el koyulmasını sağladı.
Olayın ardından, evde bulunan diğer bireylerin ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, Maftuna İshmatova’yı gözaltına aldı. Maftuna, emniyetteki işlemlerinin sonrasında adliyeye sevk edildi. Bebeğe yönelik bu korkunç davranışlarıyla ilgili detayların ortaya çıkması, toplumda büyük bir infial yarattı. Olay, İstanbul’daki diğer bakımevi ve çocuk bakım noktalarında da dikkatle takip edilen bir konuyla noktalandı.

KENDİ ÇOCUKLARI ESİRGEME KURUMUNDA
Olayın ilginç bir başka yönü, Maftuna İshmatova’nın evli olduğunu ve iki kız çocuğunun bulunduğunu öğrenilmesidir. Ancak, talihsiz bir şekilde bu çocuklar, çocuk esirgeme kurumunda yaşamaktadır. Bu durum, Maftuna’nın kendi çocuklarına karşı da bir nebze şiddet potansiyeli taşıdığı izlenimini oluşturdu. Özellikle böyle bir kişinin başka bir bebeğe böyle bir davranış sergilemesi, insanın aklını karıştıran bir durum olarak değerlendiriliyor.

Bu olay, toplumda çocuk bakımı konusunda alınan önlemlerin yetersiz olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Çocukların güvenliği, ebeveynler ve bakıcılar arasında güven ilişkisini gerektirirken, bu tür vakaların önlenmesi ve gereken yasal yaptırımların uygulanması konusunda bir farkındalık oluşturulması gün geçtikçe artan bir zorunluluk haline geldi. Türkiye’de benzeri olayların önüne geçilmesi adına daha etkili sistemlerin oluşturulması gerekmektedir.