Türkiye Bankalar Birliği (TBB) 68. Genel Kurul Toplantısı, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in katılımı ile gerçekleştirildi. toplantının açılış konuşmasını yapan Şahap Kavcıoğlu, hem dünya hem de Türkiye ekonomisine dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Kavcıoğlu, günümüzde jeopolitik risklerin yüksek seyrettiği ve büyümenin farklı bölgelerde değişim gösterdiği bir dönemde yaşandığına dikkat çekerek, ABD ve Çin arasındaki ticari rekabetin, Avrupa’daki siyasi istikrarsızlıkların, Orta Doğu’daki güvenlik tehditlerinin ve enerji arzına yönelik şüphelerin, hem yerel hem de küresel düzeyde finansal ve reel sektör üzerinde önemli etkiler yarattığını belirtti.
Kavcıoğlu, böyle bir karmaşık tablo içerisinde, özellikle gelişmekte olan ülkelerde sermaye akımlarında dalgalanmaların arttığını ifade ederek, Türkiye’nin mevcut süreçten hem zorluklarını hem de fırsatlarını değerlendirebileceğini vurguladı. Konuşmasında, “Döviz likiditesi, dış talep ve enflasyon geçişkenliği üzerinden baskılar oluşturuyor. Küresel düzeyde zorlu koşullar söz konusu olsa da ülkemiz için bu süreç aynı zamanda yeni fırsatlar barındırıyor. Bu açıdan bankacılık sektörü, istikrarın korunması da dahil olmak üzere pek çok alanda kilit bir rol üstlenmektedir.” ifadelerine yer verdi.
Mevcut bankacılık sektörünün görünümünü de paylaşan Kavcıoğlu, bugün itibarıyla 67 banka ile faaliyet gösterildiğini, 2024 yıl sonu itibarıyla finansal sektörün yaklaşık yüzde 77’sini oluşturan bankacılık sektörünün toplam aktiflerinin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın yüzde 75’ine tekabül ettiğini belirtti. Özellikle son bir yıl içerisinde kredilerin yüzde 39,6 oranında artarak Mart 2025 itibarıyla 17,6 trilyon TL’ye ulaşmasını sektör için olumlu bir gelişme olarak gördüğünü ifade etti.
Bunun yanı sıra, sektörün finansal sağlamlık göstergelerinin de güçlü bir görünüm sunduğunu ifade eden Kavcıoğlu, 2025 yılının Mart ayı itibarıyla kredilerin takibe dönüşüm oranının yüzde 2 seviyelerinde seyrettiğini ve sektörün likidite göstergelerinin, kaldıraç oranının makul düzeylerde olduğunu belirtti. Sermaye yeterliliği rasyosunun uluslararası standartların belirlediği asgari düzeyin oldukça üzerinde olduğunu aktarırken, sektörün yurt dışı piyasalardan kaynak teminindeki istikrarını koruduğunu söyledi.
Kavcıoğlu, “Tüm bu göstergeler, sektörün büyüme anlayışını ve makroekonomik istikrarı desteklediğini gösteriyor,” diyerek, gelecekte bankacılık sektörünü etkileyen unsurlar arasında yalnızca finansal sağlamlığın yeterli olmadığını vurguladı. Operasyonel kapasite, teknolojik adaptasyon ve sürdürülebilirlik entegrasyonunun da bu güçlü yapının desteklenmesi için gerekli olduğunun altını çizdi.
“Dijital bankacılık, erişilebilirlik, verimlilik ve hız bakımından sektörde çarpan etkisi yaratmaktadır.” diyen Kavcıoğlu, dijital dönüşüm ve sürdürülebilir finans konularına verdikleri önemi dile getirdi. Uzaktan müşteri edinimi, servis modeli bankacılığı, elektronik kimlik doğrulama gibi uygulamaların finansal kapsayıcılığı artırdığını belirtti. Ayrıca yapay zeka uygulamalarının sektörde risk analizi, müşteri deneyimi ve dolandırıcılığın önlenmesi gibi alanlarda önemli katkılar sunduğunu ifade etti.
Kavcıoğlu, dijitalleşmeye destek verirken veri güvenliği, müşteri hakları ve operasyonel risklerin yönetimi konularında yüksek bir hassasiyet ile hareket ettiklerini söyledi. Ayrıca, sürdürülebilirliğin artık bir tercih değil, zorunluluk haline geldiğini belirtti. Kurum olarak 2021 yılında yayımlanan Sürdürülebilir Bankacılık Stratejik Planı çerçevesinde bu alandaki çalışmalara devam ettiklerini açıkladı.
Ayrıca, Kavcıoğlu, sektördeki bankaların önemli
