Altın piyasasında son dönemde önemli yükselişler gözlemlenmektedir. Bu yükselişi destekleyen birkaç önemli unsur bulunmaktadır. İlk olarak, yatırımcıların altına olan talebindeki toparlanma dikkat çekmektedir. Ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşanan resesyon ve stagflasyon risklerinin artması, yatırımcıların güvenli liman olarak altına yönelmesine neden olmaktadır. Bunun yanında, jeopolitik belirsizliklerin sürmesi de yatırımcıların ilgisini artırmaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarının altın alımlarını sürdürmesi, piyasanın yukarı yönlü hareketini destekleyen başka bir faktördür.
State Street analistleri, 2025 yılı için altın ticareti açısından önemli bir yükseliş temasının, 2023 ve 2024 yıllarında güçlü fiziksel talebin ortaya çıkmasıyla belirleneceğini ifade etmişlerdir. Ancak, altın piyasa temellerinde beklenmedik bir gevşemenin söz konusu olabileceğini de bir risk faktörü olarak değerlendirmişlerdir. Bu durum, yatırımcıları ve piyasa aktörlerini dikkatli olmaya yönlendirmektedir.
Ayrıca, Çin’in Ocak ve Şubat aylarında beklenenden daha düşük düzeyde parasal olmayan altın ithalatı yapması, stratejistler tarafından izlenecek önemli bir gösterge olarak sıralanmaktadır. Bu durum, uluslararası piyasalarda altın fiyatlarının geleceğini etkileme potansiyeline sahip bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Mevcut durumda, spot altın fiyatı %0,4 artışla 3,125.82 dolar/ons seviyesinde işlem görmektedir.
Bu gelişmeler ışığında, yatırımcılar için altın piyasası, çeşitli ekonomik ve siyasi dinamiklerin etkisiyle oldukça dikkat çekici bir hale gelmiştir. Gelecek dönemlerde bu unsurların nasıl evrileceği ve piyasalara nasıl yansıyacağı merakla beklenmektedir. Yatırımcılar, bu tür belirsizliklerin yanında, altının klasik olarak sunduğu güvenli liman özelliğini göz önünde bulundurarak, portföylerini çeşitlendirmeye yönelik adımlar atmayı sürdüreceklerdir.
