İnsa araştırma şirketinin gerçekleştirdiği bir ankete göre, katılımcıların yüzde 58’i, Almanya’nın İsrail’e silah tedarikini geçici olarak durdurmasını talep ediyor. Bu durum, dünyada ve özellikle Avrupa’da İsrail’e silah yardımları konusunda artan bir tartışmayı tetiklemiş durumda.
Yapılan ankette katılımcıların yüzde 22’si, İsrail’e silah tedarikinin durdurulmasına karşı çıkarken, yüzde 19’u ise bu konuda bir yorum yapmak istemedi. Almanya’nın Gazze’deki saldırıların ardından silah sağlama konusundaki politikası kamuoyunda önemli bir tartışma yaratıyor. Bu durum, Almanya’nın uluslararası silah ticaretine olan yaklaşımının yeniden gözden geçirilmesi gerekliliğini ortaya koymakta.
DIŞİŞLERİ BAKANI: İNCELİYORUZ
Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, 27 Mayıs’ta Batı Alman Radyo Televizyon Kurumu’nun (WDR) organize ettiği Avrupa Forumu etkinliğinde yaptığı açıklamada, İsrail’e silah tedarikinin inceleme altında olduğunu duyurdu. Bakan Wadephul, “Bu konu üzerinde hassas bir şekilde duruyoruz,” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Almanya Başbakanı Friedrich Merz de aynı gün Finlandiya’da gerçekleştirilen bir basın toplantısında, İsrail’e silah tedarikinin Alman hükümetindeki iç istişarelerin bir parçası olduğunu ifade etti. Merz, silah tedarikinin henüz sonlandırılmadığını ve bu konunun hükümet içinde tartışılmasının ardından bir karar verileceğini belirterek kamuoyunun bu durumu anlayışla karşılamasını istedi. Hükümet, bu tür meselelerin bazı durumlarda kamuya açıklanamayabileceğini vurguladı.
Alman hükümeti, Sol Parti’nin konuya dair vermiş olduğu soru önergesine verdiği yanıtta, 7 Ekim 2023 tarihinden 13 Mayıs 2025’e kadar İsrail’e toplam değeri 485 milyon avro olan silahların nihai ihracatı için ayrı ayrı ihracat izinleri verildiğini açıkladı. Bu bilgi, Almanya’nın İsrail’e olan silah ticaretini ne denli ciddiye aldığını ve mevcut durumu daha iyi anlamaya yönelik adımlar atıldığını göstermekte.
Sonuç olarak, Almanya’nın silah tedariki konusunda yaşanan tartışmalar, iç politikaların yanı sıra uluslararası ilişkileri de etkilemekte. Kamuoyunun düşünceleri, hükümetin bu tür kararları üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olabilir. Yaşanan bu gelişmelerin ardından Almanya’nın tutumu ve politikaları merakla beklenmekte.