Kaliforniya’daki “Noah’s Ark Scan” isimli araştırma kolektifi, yerel üniversitelerle bir koruma çerçevesi oluşturulduktan sonra, Ağrı Dağı’nın güney yamacındaki Durupınar Sahası’nda ilk kontrollü kazıya başlayacaklarını duyurdu. Ekip, son olarak Koreli yayın kuruluşu FN News’e yaptığı açıklamada, “Türkiye’deki yerel üniversitelerle iş birliği yaparak ek bilgi sağladıktan sonra, bir alan koruma planı oluşturacağız ve radar taramalarıyla keşfedilen yapıların yapay mı yoksa doğal mı olduğunu teyit edeceğiz” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, projeye olan ilginin arttığı bir dönemde yapıldı ve araştırmacıların yaklaşımının ne kadar dikkatli olduğunu gösteriyor.
Yetkililerin haberi yok
Noah’s Ark Scan ekibi, Türk yetkililer ve bölgesel üniversitelerle koruyucu önlemler üzerinde anlaşmaya varılıncaya kadar saha çalışmalarının başlamayacağını belirtti. Ancak, bölge halkı ve yerel yetkililer, her yıl buna benzer haberlerin gündeme geldiğini fakat sonrasında somut bir ilerleme sağlanmadığını hatırlatarak bu açıklamaya temkinli bir yaklaşım sergiliyor. Amerikalı ekibin resmi izinleri alıp almadığı ve Türkiye’den yerel yetkililerle temasa geçip geçmediği konusundaki belirsizlik ise dikkat çekici. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi ve çevredeki yerel yönetimlerin, araştırma ekibinin iddialarını doğrulamaması, durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Ayrıca, bakanlık kaynaklarından resmi bir açıklama yapılmaması, Amerikalı ekibin yerel izinleri ve bilimsel iş birlikleri hususundaki belirsikliği derinleştiriyor.
Kuran’daki Nuh kıssası
Kuran’da, Hz. Nûh’un kavminin onu dinlememesi nedeniyle bir ceza olarak tufanın yaşandığı anlatılmaktadır. Bu bağlamda, Nuh Peygamber kendisine inananların bu tufandan kurtulmaları için büyük bir gemi inşa eder ve bu gemiye birer çift halinde hayvanlar da alınır. Tufan sona erdiğinde ise gemi Cudi Dağı’na oturur. Ancak, bu dağın hangi dağ olduğu konusunda geniş bir görüş birliği yoktur. Bazı araştırmacılar, Cudi isminin özel bir ad olmadığını, “bereketli topraklar” ya da benzeri bir anlamı olduğunu belirtmektedir.
Buzul erimesi mi?
Nuh Tufanı, Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamiyet gibi dinlerin kutsal metinlerinde yer alan bir hikaye olmasının yanı sıra, benzer anlatılar birçok farklı toplumun mitolojisinde de bulunmaktadır. Uzmanlar, Tufan anlatısına kaynaklık eden olayın, M.Ö. 6000’li yıllarda yaşanan mini Buzul Çağı’nın sona ermesiyle ilgili olduğunu düşünmektedir. Bu dönemdeki buzulların erimesinin özellikle Karadeniz ve çevresindeki bölgelerde önemli etkiler yarattığı ifade edilmektedir.
Ağrı Dağı’nda bulunan gemi biçimindeki yapının, “Nuh’un Gemisi”nin kalıntıları olduğuna inanılıyor. Ancak uzmanlar, bu yapının jeolojide “yer akması” olarak bilinen, buzulların kaymasıyla oluşmuş doğal bir yapı olduğunu ileri sürmektedir.