Bakan Hegseth, 1-3 Haziran 2023 tarihleri arasında Singapur’da gerçekleştirilen Shangri-La Diyaloğu adlı önemli güvenlik forumunda “ABD’nin Hint-Pasifik Güvenliğine İlişkin Yeni Hedefleri” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi. Bu forum, Asya-Pasifik bölgesinin en dikkat çekici güvenlik tartışmalarını içeriyor ve çeşitli ülkelerin savunma yetkilileri ile uzmanlarının bir araya geldiği bir platform olarak öne çıkıyor.
Hegseth, konuşmasında özellikle Çin’in Hint-Pasifik bölgesinde mevcut dengeyi tehdit eden askeri güç kullanma niyetinde olduğunu belirtti. Çin’in bu bölgedeki statükoyu radikal bir şekilde değiştirme planları olduğunu ifade eden Hegseth, ABD’nin bölgedeki müttefiklerinin daha fazla savunma harcaması yaparak ve savunma kabiliyetlerini güncelleyerek caydırıcılık sağlamaları gerektiğini vurguladı. Aynı zamanda, ABD Başkanı Donald Trump’ın NATO müttefiklerine yönelik defans harcamalarını artırma çağrısının önemine değindi ve Avrupalı müttefiklerin mevcut güvenlik tehditlerine karşı daha fazla sorumluluk alması gerektiğini belirtti.
Bölgedeki güçlü bir ittifak ve ortaklık ağının Çin’e karşı stratejik bir avantaj sağlayacağına dikkat çeken Hegseth, ABD’nin Asya-Pasifik müttefiklerinin savunma kabiliyetlerini hızla güncellemeleri gerektiğini yineledi. “Güç aracılığıyla barışı sağlama” stratejilerine bağlı olduklarını ifade eden Hegseth, dünyanın farklı bölgelerinde saldırganlığa karşı caydırıcılığı oluşturmanın önemine işaret etti. Bu bağlamda, ABD’nin gelecek yıl savunma harcamalarını ilk kez 1 trilyon doların üzerine çıkaracağını ve çok gelişmiş silah sistemleriyle dünyanın en güçlü askeri gücü olma hedefini benimsediğini belirtti.
“GÜÇ ARACILIĞIYLA BARIŞI SAĞLAMA”
ABD’nin, bölgede örneğin Altın Kubbe füze savunma sistemi, 6. nesil hayalet savaş uçağı F-47 ve yeni denizaltı projeleri gibi yeniliklerle caydırıcılığı artırmayı hedeflediğini ifade eden Hegseth, önceki yönetim döneminde dünya üzerinde görülen zayıflığı eleştirerek, Trump yönetimiyle birlikte bu durumu değiştirmeyi planladıklarını dile getirdi. Panama Kanalı’nın Çin etkisinden kurtarılması gibi başarılı örnekleri göstererek, bu bölgenin stratejik önemine vurgu yaptı.
Hegseth, Avrupa’daki müttefik ülkelerle de desteklerini artırmaları ve sorumluluk üstlenmeleri gerektiğini belirtti. “Biz size vaaz vermeye gelmedik,” diyen Hegseth, ABD’nin doğudaki müttefikleriyle birlikte kalıcı iş birliği sağlama arzusunu vurguladı. Resmi olarak “Taahhütlerimize bağlıyız,” açıklamasında bulunarak, her ülkelerin kendi egemenliklerine saygı duyarak birlikte çalışmak istediklerini ifade etti.
“ÇİN’İN YARATTIĞI TEHDİT GERÇEK VE HER AN ACİL HALE GELEBİLİR”
Hegseth, Çin’in Asya-Pasifik bölgesinde hegemonyasını genişletme hedefleri olduğuna işaret ederek, bu doğrultuda askeri yapılandırmalarını sürdürdüğünü dile getirdi. Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki askeri faaliyetleri ve Tayvan’a yönelik tehditleri somut bir tehlike olarak değerlendirildi. Hegseth, Çin’in bu stratejisiyle bölgedeki dengeyi tehdit ederek kendi çıkarlarını ön plana çıkardığını söyledi.
Sonuç olarak, ABD’nin Hint-Pasifik’taki caydırıcılığı artırma çabası ve müttefikleriyle olan iş birliğini güçlendirme hedefleri, ileriye dönük güvenlik politikalarının önemli bir parçası olmaya devam edecektir. Shangri-La Diyaloğu, Asya-Pasifik güvenliğinde önemli bir zemin oluşturarak, dünya genelinde barış ve uluslararası iş birliğini pekiştirme adına gerekli tartışmaları sağlamaktadır.
