ABD Başkanı Donald Trump‘ın iç güvenlikten sorumlu danışmanı Stephen Miller, Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt‘in düzenlediği brifingde, güncel meseleler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Miller, Trump yönetiminin özellikle sınır güvenliğini sağlama noktasında attığı adımları övdü ve Trump’ın imzaladığı kararnamelerin ABD-Meksika sınırını daha güvenli hale getirdiğini vurguladı.
Miller, ABD ile Ukrayna arasında imzalanan nadir mineraller anlaşmasına ilişkin görüşünü sundu. Bu anlaşmanın oldukça önemli bir dönüm noktası olduğunu belirten Miller, ABD’nin refahına büyük katkı sağlayacağını ifade etti. “Sadece bu maden anlaşmasında değil, Başkan’ın ortaya koyduğu tüm maden anlaşmalarında son sürat ilerleyeceğiz.” diyen Miller, Ukrayna ile yapılan bu anlaşmayı en kısa sürede işler hale getirme hedefinde olduklarını duyurdu.
Söz konusu anlaşmanın amacını ise “Vergi mükelleflerimizin Ukrayna’daki savaşı sübvanse etmek için harcadıkları yüz milyarlarca doların geri ödenmesi” olarak tanımlayan Miller, Trump yönetiminin bu süreçteki temel amacının savaşı sona erdirmek olduğunu vurguladı. Miller, bu bağlamda ABD’nin Ukrayna’nın doğal kaynaklarına erişim sağlayarak kendi ekonomik çıkarlarını koruma çabası içinde olduğunu belirtti.
ABD-UKRAYNA EKONOMİK ORTAKLIK ANLAŞMASI
ABD ve Ukrayna, uzun müzakerelerin ardından “ekonomik ortaklık” anlaşmasına imza attıklarını duyurdu. Bu önemli anlaşma, nadir toprak elementlerinin kullanımını da kapsıyor ve “ABD-Ukrayna Yeniden Yapılandırma Yatırım Fonu”nun kurulmasını öngörüyor. Anlaşma ile, iki ülke arasında geçmişteki askeri ve finansal destek karşılığında ABD’ye Ukrayna’nın doğal kaynaklarına erişim imkanı tanınmış oluyor.
ABD Başkanı Trump, bu anlaşmanın Kiev için bir “güvenlik garantisi” teşkil edeceğini, aynı zamanda Rusya’nın genişlemelerini engelleyebileceğini ifade etti. Anlaşmanın, ABD ile Ukrayna arasındaki ekonomik ve stratejik işbirliğini daha da geliştireceğine olan inancını dile getiren Trump, bu süreçte iki ülke arasındaki bağların güçlenmesinin önemine vurgu yaptı.
Miller’in açıklamaları, Trump yönetiminin uluslararası ilişkileri nasıl şekillendirdiği ve olağanüstü zamanlarda bile nasıl stratejik adımlar attığını gözler önüne serdi. Özellikle, Ukrayna’nın yaşadığı zorlukların etkisi altında, bu tür anlaşmaların iki ülke arasında sürdürülebilir bir işbirliği sağlayıp sağlamayacağı merak konusu. Ayrıca, Trump yönetiminin hedefleri doğrultusunda atacağı adımların, gelecekteki siyasi ve ekonomik ilişkilere nasıl yansıyacağı da önemli bir tartışma noktası oluşturuyor.
