Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin dışişleri bakanları, Lüksemburg’da düzenlenen olağan toplantıda bir araya geldi. Bu toplantının önemli gündem maddelerinden biri, İran ile olan ilişkilerin ele alınmasıydı. Bakanlar, İran’a yönelik mevcut yaptırım rejimi kapsamında yeni tedbirler alma kararı aldı.
AB Konseyinden yapılan yazılı açıklamada, “Konsey, bugün İran’da yargının keyfi tutuklama aracı olarak kullanılmasına yönelik ciddi insan hakları ihlallerinden sorumlu 7 kişi ve 2 kuruluşa kısıtlayıcı tedbirler getirme kararı aldı.” denildi. Açıklamada, “AB, İran’ın siyasi kazanç elde etmek amacıyla AB vatandaşlarını asılsız gerekçelerle keyfi olarak tutuklamasından derin endişe duymaya devam ediyor.” ifadeleri yer aldı.
Bu bağlamda, **Fars eyaleti**nde bulunan “Şiraz Merkez Hapishanesi”, “Şiraz Devrim Mahkemesi Birinci Şubesi”, Evin Hapishanesi Müdürü **Farzadi Hedayatollah** ve Fars Hapishaneleri Koruma ve İstihbarat Dairesi Müdürü **Mehdi Nemati** ile birlikte toplamda 5 kişi yargı mensubu yaptırımlar kapsamına alındı. AB’nin yaptırım rejimi, seyahat yasağı, kişi veya kuruluşların varlıklarının dondurulması ve bu varlıklara kaynak aktarılmasının yasaklanmasını içermektedir. Şu an itibarıyla AB, İran’da toplam 232 kişi ve 44 kuruluşa yaptırım uygulamaktadır.
FRANSA’NIN TEPKİSİ
Toplantıya dair gelişmelerin yanı sıra Fransa Dışişleri Bakanı **Barrot**, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İran yetkililerinin iki Fransız vatandaşının konsolosluk ziyaretlerine izin vermemesi nedeniyle **Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD)** şikayette bulunacaklarını duyurdu. Fransa’nın bu tepkisi, korumalarına aldığı vatandaşlarının durumu üzerinde yoğunlaşarak, “Fransız vatandaşlarını İran’a seyahat etmemeye ve İran’da bulunanları da mümkün olan en kısa sürede ayrılmaya çağırıyorum.” ifadelerini kullandı.
Bakan Barrot’un bu açıklaması, İran’da bulunan Fransız vatandaşlarının güvenliğinin artan önemine vurgu yaparak, Fransa’nın uluslararası hukukun ve insan haklarının korunmasındaki kararlılığını bir kez daha ortaya koydu. İran’ın insan hakları ihlalleri konusundaki uluslararası tepkilerin artması, bu durumun daha da ciddiyetle ele alınmasına neden olmaktadır.
Sonuç olarak, Lüksemburg’da yapılan toplantıda alınan kararlar, AB’nin ve Fransa’nın İran’a karşı tutumunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Yaptırımlar ve uluslararası mekanizmalara başvurular, İran’da insan hakları ihlalleri karşısında uluslararası toplumun duyarlılığını artırmayı hedefliyor. Bu durum, uluslararası ilişkilerin ve diplomatik görüşmelerin karmaşık yapısını da bir kez daha gözler önüne seriyor.