Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Ramazan Gökhan Atış, iyi huylu prostat büyümesinin erkeklerde sık görülen ve genellikle yaşla birlikte ortaya çıkan bir sağlık sorunu olduğunu açıkladı. Bu rahatsızlık, özellikle 50 yaş üzerindeki erkeklerin prostat dokusundaki büyümenin belirginleşmesiyle daha sık gözlemlenmektedir. Prof. Dr. Atış, bu hastalığın önemli belirtilerinin arasında sık idrara çıkma, kesik kesik işeme, idrar akışında azalma ve tam boşalamama hissi olduğunu belirtti. Dolayısıyla, bu belirtileri hisseden bireylerin düzenli üroloji kontrolleri yaptırması gerektiği vurgulandı.
‘Erken Tanı Mümkün Olabiliyor’
Prof. Dr. Atış, genetik yatkınlığı olan bireylerin prostat muayenelerinin 45 yaşında başlaması gerektiğini vurguladı. Eğer bu bireylerin ailesinde, örneğin baba veya amca gibi birinci derece akrabalarda prostat kanseri öyküsü varsa, bu durum riskin arttığını gösteriyor. Hastalar üzerinde yapılan fizik muayene ve laboratuvar testleriyle prostat sağlığı değerlendiriliyor. PSA adı verilen özel bir kan tahlili ve idrar testleri ile erken tanı koymanın mümkün olduğunu iletti. PSA testi, prostat kanserinin erken teşhisi açısından büyük bir öneme sahiptir. Her PSA yüksekliği, kötü huylu prostat kanseri anlamına gelmeyeceğini de belirten Atış, yüksek PSA seviyelerinin prostatın daha detaylı incelenmesi gerektiğine işaret ettiğini ekledi. Bu durumda ek görüntüleme ve biyopsi gibi yöntemlere başvurulabiliyor.
‘Doğru Tedaviyle Nüks Oranı Düşük’
Prostat büyümesi tedavisinin, prostatın boyutuna ve hastanın genel sağlığına göre belirlendiğini ifade eden Prof. Dr. Atış, 30 ila 80 gram aralığındaki prostat büyümeleri için genellikle kapalı TUR ameliyatı veya buharlaştırma yöntemi olarak bilinen Rezum tekniğini tercih ettiklerini belirtti. 80 gramın üzerindeki prostatlar için ise kanama miktarını azaltan lazer yöntemlerinin öncelikli tercih olduğunu vurguladı. Prostat kanseri tespit edilen hastalar içinse daha farklı bir tedavi planı uygulamak gerektiğini sözlerine ekleyen Atış, kötü huylu bir büyüme tespit edildiğinde prostatın çevre dokularla birlikte tamamen alınması gerektiğini ifade etti. Ameliyat sonrası bu hastalar düzenli onkolojik takibe alınmakta ve doğru tedavi ile nüks oranlarının oldukça düşük olduğu belirtilmiştir.
‘Yaşam Tarzı ve Beslenme Destek Oluyor’
Son olarak prostat büyümesi riskini azaltmaya yönelik beslenme önerilerine değinen Prof. Dr. Atış, kabak çekirdeği ve kızarmış domates gibi besinlerin bu süreçte destek olabileceğini belirtti. Ancak hormonal değişiklikler nedeniyle prostat büyümesini tamamen önlemenin mümkün olmadığını vurguladı. Başarılı bir cerrahi işlemin ardından tedavi olan hastaların genellikle 20 yıl boyunca