Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik 422 gündür sürdürdüğü saldırılara ilişkin önemli bilgilere yer verdi. Bu süre zarfında, bölgedeki insani kriz giderek derinleşirken, sivil kayıplar artmaya devam etti.
Son 24 saat içerisinde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin farklı bölgelerinde gerçekleştirdiği 6 ayrı katliamda 47 kişinin hayatını kaybettiği ve 108 kişinin yaralandığı belirtildi. Bu durum, son dönemde yaşanan çatışmaların ne denli acımasız ve yıkıcı olduğunu gözler önüne seriyor.
Gazze Şeridi’nde, 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail tarafında başlatılan saldırılar sonucunda yaşamını yitirenlerin toplam sayısının 44 bin 429 kişiye ulaştığı, yaralı sayısının ise 105 bin 250 olduğu kaydedildi. Bu rakamlar, bölgede yaşayan insanların maruz kaldığı şiddetin ve travmanın boyutunu göstermektedir.
Ayrıca, açıklamada hâlâ enkaz altında ve yol kenarlarında birçok ölü bulunduğu, ancak İsrail güçlerinin engellemesi nedeniyle sağlık ekipleri ve sivil savunma görevlilerinin bu cenazelere ulaşamadığının altı çizildi. Bu durum, bölgedeki sağlık sisteminin ve acil yardım hizmetlerinin ne denli zor durumda olduğunu ortaya koymaktadır.
Bu saldırılar karşısında uluslararası toplumun tepkisi de giderek artmakta. Birçok ülke, İsrail’in Gazze’ye yönelik bu saldırılarını kınarken, sivil kayıpların önlenmesi için acil çağrılarda bulunmaktadır. Ancak, sahadaki durum ve yaşanan insani krizler bu çağrıların etkisini sorgulatmaktadır.
Gazze Şeridi’nde yaşanan bu çatışmalar sadece lokal bir mesele değil, aynı zamanda uluslararası bir humaniter kriz haline dönüşmektedir. İnsani yardım kuruluşları, bölgedeki insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak için yoğun çaba sarf etmesine rağmen, bu çabaların sonucunda sağlanan yardımların yetersiz kaldığı ifade edilmektedir. Bunun yanı sıra, sürdürülen askeri operasyonlar nedeniyle çoğu insanın evini terk etmek zorunda kaldığı ve uluslararası yardım kuruluşlarının çalışmalarının büyük ölçüde engellendiği vurgulanmaktadır.
Sonuç olarak, Gazze’deki durum giderek kötüleşirken, bölge halkının karşılaştığı tehditler ve insani kriz, dünya genelindeki dikkatleri üzerine çekmiş durumda. Uluslararası camia, bu duruma acil bir çözüm bulmak için harekete geçmeli ve barışçıl bir çözüm yolu arayışlarını hızlandırmalıdır.