Gazze’deki hükümetin Medya Ofisi, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne yönelik sürdürdüğü saldırılar sonucu hayatını kaybeden gazetecilere dair önemli bilgiler paylaştı. Bu saldırıların yoğunluğu, bölgedeki medya mensuplarının güvenliğini tehdit eder hale geldi. Basın açıklamasında, son olarak gazeteci Memduh Kuneyta’nın da bu saldırılar sebebiyle yaşamını yitirdiği belirtildi. Gazze’deki şiddet ortamında, gazetecilerin de kurbanlar arasında yer alması, medyanın haber alma özgürlüğü açısından ciddi endişelere neden olmaktadır.
Açıklamada ayrıca, 7 Ekim 2023’ten itibaren, İsrail’in Gazze Şeridi’nde başlattığı saldırılar nedeniyle yaşamını yitiren basın mensuplarının sayısının 191’e ulaştığına dikkat çekildi. Bu sayı, Filistinli gazetecilerin yoğun bir şekilde hedef alındığını ve onların temel haklarının çiğnendiğini göstermektedir. Bu durum, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmesini gerektiren ciddi bir insan hakları ihlali olarak değerlendirilmektedir.
İsrail’in Filistinli gazetecilere yönelik düzenlediği suikastlar ve hedef almalarının yanı sıra, genel olarak Filistin’deki savaş ortamında medyanın durumu büyük bir kaygı kaynağıdır. Gazete, bu eylemleri şiddetle kınadı ve uluslararası toplumu bu suçların gücüne karşı ses çıkarmaya çağırdı. Buna ek olarak, uluslararası gazetecilik kuruluşlarına, işledikleri suçlardan dolayı İsrail’e yönelik uluslararası mahkemelerde dava açmaları için harekete geçmeleri teşvik edildi. Bu çağrı, Filistinli gazetecilerin maruz kaldığı cinayet ve suikastların durdurulması için İsrail’e uluslararası baskı yapılması gerektiğini vurgulamaktadır.
Gazze’deki bu durum, sadece oradaki gazeteciler için değil, dünya genelinde ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü açısından büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Medya, demokrasinin temel taşlarından biri olarak kabul edildiğinden, gazetecilerin korunması ve haklarının savunulması, uluslararası topluluğun da sorumluluğudur. Bu bağlamda, uluslararası hukuk çerçevesinde hareket eden kuruluşların, Filistinli gazetecilere yönelik bu saldırılara karşı daha etkin bir tavır sergilemesi elzemdir.
Sonuç olarak, Gazze’deki gerilimin devam etmesi ve gazetecilerin hedef alınması, uluslararası toplumun dikkatini çeken bir insan hakları meselesi olarak öne çıkmaktadır. Medya mensuplarının güvenliklerinin sağlanması, haber yapabilme özgürlüklerinin korunması ve bu tür insanlık suçlarının sona erdirilmesi için kesin ve acil eylemlerin gerekliliği vurgulanmaktadır. Bu bağlamda, Gazze’deki gazetecilerin ve genel olarak tüm basın mensuplarının haklarının korunması, dünya genelinde demokratik değerlere ve insan haklarına sadık kalınarak gerçekleştirilmelidir.