Çin Savunma Bakanlığı’ndan yapılan bir açıklamada, iki ülke ordularının yıllık işbirliği planı çerçevesinde gerçekleştirilen bir hava devriyesinin önemli bir gelişme olduğu vurgulandı. Bu bağlamda, 9. kez düzenlenen hava devriyesinin, Çin ve Rusya’nın hava kuvvetlerinin ortak eğitim ve operasyon kabiliyetlerini test etmek ve geliştirmek amacı taşıdığı ifade edildi. Bu tür ortak faaliyetler, her iki ülkenin askeri işbirliğini artırma çabalarının bir yansıması olarak değerlendirilmektedir.
Ayrıca, Çin Halk Kurtuluş Ordusu tarafından ulusal medyaya servis edilen fotoğraflarda, devriye uçuşuna katılan uçaklar arasında Çin’e ait bir J-16 savaş uçağı ile iki adet H-6N bombardıman uçağının yanı sıra bir Rus Tu-95 bombardıman uçağı yer aldı. Bu görüntüler, iki ülkenin hava kuvvetlerinin entegre çalışma yeteneklerini sergileyen somut bir örnek oluşturdu.
Bununla birlikte, “stratejik hava devriyesi” olarak nitelenen bu uçuşların, herhangi bir ülkenin hava sahasını ihlal etmediği bildirildi. Bu durum, uluslararası askeri faaliyetlerin koordineli ve uyumlu bir şekilde ilerlediğine dair bir güvence sunarken, aynı zamanda bölgedeki tansiyonu yönetme çabalarını da göstermektedir.
GÜNEY KORE, SAVAŞ UÇAKLARINI KALDIRDI
Seul merkezli Yonhap ajansının haberine göre, Güney Kore Genelkurmay Başkanlığı, 5 Çin ve 6 Rus savaş uçağının Kore Hava Savunma Tanımlama Bölgesi’nin (KADIZ) doğu ve güney kısımlarına girdiğini bildirdi. Bu durum, bölgedeki gerilimi artırırken, Güney Kore’nin askeri telsizlerinden gelen uyarılar sonucunda, yerel savaş jetlerinin derhal bölgeye sevk edildiği belirtildi. KADIZ, ülkelerin hava savunma sistemlerini güçlendirmek için kendi tanımladığı hava sahasıdır ve bu tür uçuşlar potansiyel bir tehdit algılanarak karşılık bulmaktadır.
Bunun yanı sıra, uluslararası hukukta herhangi bir tanımı bulunmayan ve denetlenmeyen Hava Savunma Tanımlama Bölgesi (ADIZ), sivil uçaklar için bir engel oluşturmazken, askeri uçaklar için geçerli bir tehdit değerlendirmesi yapılmaktadır. Bu tür durumlarda ülkeler, hava savunma kapsamındaki alanlarına izinsiz girişlere karşı hazırlıklı olmalı ve gerekli tedbirleri almalıdır.
Hatırlanacak olursa, Çin ve Rusya Hava Kuvvetleri, bu yıl ilk ortak hava devriyesini 25 Temmuz’da Bering Denizi üzerinde gerçekleştirmişti. Bu faaliyetler, iki ülkenin savunma işbirliğinin sadece belirli bölgelere odaklanmadığını, aynı zamanda uluslararası deniz ve hava alanlarını da kapsadığını göstermektedir. Dolayısıyla, bu tür devriyeler, askeri stratejiler üzerindeki etkileri ve uluslararası güvenlik dinamikleri açısından önemli bir rol oynamaktadır.
