Adrenal kitleler, genellikle tesadüfen tespit edilen ve tedavi edilmedikleri takdirde ciddi sağlık komplikasyonlarına yol açabilecek büyümelerdir. Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Hüsnü Aydın, böbrek üstü bezinden kaynaklanan bu kitlelerin tedavi sürecini ve sağlık üzerindeki olası etkilerini detaylı bir şekilde değerlendirdi. Dr. Aydın, adrenal kitlelerin çoğunlukla belirti vermeden fark edildiğini ve tedavi gerektirdiğinde multidisipliner bir yaklaşım benimsediklerini ifade etti.
ADRENAL KİTLELERİN SEMPTOMSUZ OLUŞU
Adrenal kitlelerin büyük bir kısmının iyi huylu olduğunu vurgulayan Dr. Aydın, “Bu kitleler çoğunlukla hastalarımızda herhangi bir belirtiyi ortaya çıkarmadan varlığını sürdürür. Çoğu zaman, başka bir tıbbi durum nedeniyle yapılan görüntüleme testleri sırasında tesadüfen fark edilirler. Fakat bazı durumlarda, bu kitleler hormon üretebilir ve büyüyerek ciddi sağlık problemlerine yol açabilir.” şeklinde açıklama yaptı.
HORMON ÜRETEN ADRENAL KİTLELERİN YOL AÇTIĞI HASTALIKLAR
Dr. Aydın, adrenal kitlelerin hormon üretmesinin üç temel sağlık sorununa yol açabileceğini belirtti. Bu sorunlar, genellikle adrenal bezlerin aşırı hormon üretiminden kaynaklanmaktadır. Cushing Sendromu, aşırı kortizol üretimi ile karakterize bir durumdur. Bu sendrom, vücutta aşırı miktarda stres hormonu birikmesine yol açarak cerrahi müdahale gerektirir. Adrenal kitlenin cerrahi yöntemle çıkarılması, Cushing hastalığına karşı bir çözüm oluşturur. Feokromasitoma ise adrenal bezlerin aşırı adrenalin ve noradrenalin üretiminin bir sonucudur ve hipertansiyon ataklarına neden olabilir. Bu hastalığın tanısı zordur; ancak tanı konduğunda tedavi cerrahi olarak yapılmalıdır. Conn Sendromu, adrenal bezlerdeki aşırı aldosteron üretimi ile ortaya çıkar ve potasyum düşüklüğü ile yüksek tansiyon gibi sorunlara yol açar.” diye konuştu.
CERRAHİ TEDAVİ VE İYİLEŞME SÜRECİ
Adrenal cerrahisinin risklerinden de bahseden Dr. Aydın, “Her cerrahinin riskleri olduğu gibi, adrenal cerrahisinin de bazı potansiyel riskleri mevcuttur. Bu riskler arasında kanama, yara enfeksiyonu ve idrar yolu enfeksiyonları gibi durumlar sayılabilir. Ancak günümüz tıbbında bu tür cerrahiler yüksek başarı oranlarıyla ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Cerrahiden sonra hastalar genellikle hızlı bir iyileşme süreci geçirir. Hastalarımız akşamında ayağa kalkabilir ve günlük ihtiyaçlarını kendileri karşılayabilecek duruma gelirler. Birçok hastamız, cerrahinin yapıldığı günün sonunda evlerine gönderilebilmektedir.” açıklamasında bulundu.