Kyle, ITV News kanalına yaptığı açıklamada internetin çocuklar için güvenli bir ortam sağlanması adına ne gerekiyorsa yapacağını vurguladı. Bu amaca ulaşmak için, 16 yaşından küçük bireylerin sosyal medya kullanımlarını kısıtlamanın üzerinde düşünülen seçeneklerden biri olduğunu ifade etti. “Yapmam gerekmedikçe bir şeyleri doğrudan yasaklamak istemiyorum ancak her zaman insanların güvenliğini önceliyorum.” açıklamasıyla, yasakların gerekliliğini ölçme niyetinde olduğunu belirtti.
Özellikle gelecek yıl yürürlüğe girmesi planlanan Çevrim İçi Güvenlik Yasası’nı uygulamakla yükümlü olan İletişim Ofisi’nin (Ofcom), teknoloji şirketlerine karşı daha keskin ve etkili kararlar alması gerektiğine dikkat çeken Kyle, bu tür düzenlemelerin önemine vurgu yaptı. Sosyal medyanın çocuklara yönelik olumsuz etkilerini azaltmak için atılması gereken adımların kritik olduğunu ifade etti.
Kyle, aynı zamanda Avustralya’da sosyal medya kısıtlamalarına ilişkin görüşmelerde bulunduğunu, bu konuda yerel politikacılarla da istişarelerde bulunduğunu aktardı. “Çocukların çevrim içi ortamlardaki güvenliği, hükümetimizin önceliğidir.” diyerek bu konudaki kararlılığını bir kez daha dile getirdi.
Ek olarak, uyku, dikkatsizlik ve diğer çeşitli sorunlara neden olan akıllı telefonların çocuklar üzerindeki etkilerinin bir araştırma projesi ile değerlendirileceğini belirterek, bu konuda bilimsel verilerin elde edilmesinin gerekli olduğunu ifade etti. Çocukların dijital dünyadaki davranışlarının inceleneceği bu araştırma, ilerleyen dönemlerde çocukların çevrim içi güvenliğini sağlamanın yollarını araştıracak.
Bütün bu gelişmelerin yanı sıra, sosyal medyada maruz kaldığı akran zorbalığı nedeniyle hayatına son veren Molly Rose adlı çocuğun ailesi tarafından kurulan The Molly Rose Vakfı, Kyle’a destek verdi. Vakfın açıklamaları, bu tür trajik olayların önüne geçilmesi adına alınacak yeni önlemleri desteklediklerini ortaya koydu. Kyle’ın güvenlik önlemlerini destekleyen vakfın, çocukların çevrim içi platformlardaki deneyimlerini iyileştirmeyi amaçlayan çalışmalara katılım sağlaması, toplumun bu konuya olan duyarlılığının arttığını gösteriyor.
Sonuç olarak, Kyle’ın yaptığı açıklamalar, günümüzde dijital platformların çocuklar üzerindeki etkilerine karşı duyarlılığın artmasına ve bu doğrultuda politikaların şekillenmesine katkı sağlayacak. Özellikle sosyal medya kullanımına getirilecek sınırlamalar ve yeni yasaların uygulanması, çocukların güvenliğini sağlamada önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Gelecek dönemde yapılacak araştırma projeleri ve toplumun farklı kesimlerinin katkılarıyla, çocukların çevrimiçi dünyada karşılaştıkları risklerin en aza indirilmesi hedefleniyor.