Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, merkez Kayapınar ilçesi Fırat Mahallesi’nde, 566. Sokak’taki bir apartmanda meydana gelen yangına ilişkin başlattığı soruşturmayı sürdürüyor. Yangında 4 kişi hayatını kaybetti. Soruşturma çerçevesinde, binanın müteahhidi, yöneticisi, şantiye şefi ve yapı denetim sorumlusunun gözaltına alındığı bildirildi. Şüphelilerin emniyetteki işlemleri devam etmekte.
Fırat Mahallesi’ndeki 13 katlı apartmanda meydana gelen yangında, hastaneye kaldırılan 17 kişiden, anne Bircan Çavdar (36) ile çocukları Yunus Emre (12), Elif (10) ve Zeynep (4) yaşamını yitirdi. Bu olay, mahallede büyük bir üzüntü ve şaşkınlık yarattı.
‘GİTTİĞİMİZDE CAN PAZARI VARDI’
Yangın sırasında, eşyalarının taşınmasına yardımcı olmak amacıyla olay yerine giden 27 yaşındaki nakliyeci Emrullah Eligün, durumu şöyle anlattı: “Hayatımda böyle bir şey görmedim. İnsanlar çaresizdi.” Eligün, kendisine haber verildiği an hızla olay yerine gittiğini belirtti ve “Market alışverişinde bulunuyordum. Akrabam Tuncay beni arayıp, acilen asansörü getirmemi istedi. Dayılarımın evinde yangın çıkmış ve kurtarmamız gereken insanlar var” dedi.
Gelişmelerle ilgili bilgileri paylaşan Eligün, “Hızla aracımın yanına gittim. Tuncay da yanımda geldi. Olay yerine ulaştığımda, can pazarı vardı. Yangın her tarafı sarmıştı, insanlar balkonlarda kurtarılmayı bekliyordu” ifadelerini kullandı. Yangın sırasında kurtardığı kişiler arasında yaşlılar ve çocukların bulunduğuna dikkat çeken nakliyeci, kaç kişinin hayatını kurtardığını bilmediğini, fakat olayın büyüklüğü karşısında büyük bir kaos yaşandığını belirtti.
Eligün, “Olay yerinde insanlar kargaşa içindeydi. İşte herkes birbirinin eşyasını kurtarmak için kavga ediyordu. Ancak ben kimseyi dinlemedim. Eğer dinleseydim, daha az insan kurtarmış olurdum. En üstten başlayıp alt katlara doğru indim.” dedi. İş yerleriyle ilgili protokollere uyulmaması sebebiyle yangının büyüklüğünün daha da derinleştiğine vurgu yaptı.
‘ELİMDEN GELENİ YAPTIM’
Olayın ardından insanları kurtarmak için çaba sarf eden Eligün, “Allah rahmet eylesin o ölenlere. Çok üzgünüm. Benim vinç 45 metre uzanabiliyor ama acele ettiğim için 12. kata kadar ulaşabildim. 13. kata kuramadım ki orada kimse yoktu. 3 saat boyunca binanın üç cephesinde yaklaşık 35 kişiyi kurtardım” dedi.
Eligün, “O anlarda hem kendim hem de kurtardığım insanlar için oldukça endişeliydim. Çocukların ağlama seslerine dayanamadım. Bir anne 4. katta ‘Çocuğumu kurtar’ diye bağırıyordu. Bunu yapabilmek için risk almam gerekiyordu. Sonuçta o çocuğu da kurtardık. Yine de şunu söylemek gerekir ki saatlerce süren kurtarma çabası ve insanlar arasındaki panik duygusu karşısında kendimi çok çaresiz hissettim.” şeklinde duygularını ifade etti.
