Duygu Erdoğan / İstanbul – Türkiye, gayrimenkul teknolojileri (Proptech) açısından gelişmeye açık bir pazar niteliği taşımaktadır. Yapay zekâ ve otomasyon teknolojileri, inşaat süreçlerinin yanı sıra, yapı güvenliğini de sağlamak üzere çeşitli sistemlerin koordinasyonunu gerçekleştirebilmektedir. Bu nedenle, Proptech uygulamaları, gayrimenkul sektörünün geleceğini şekillendirme konusunda önemli bir başlangıç noktası haline gelmiştir. Özellikle veri odaklı çözümlerin eksikliği, gayrimenkul sektörünün yeni teknolojilerle daha güvenli bir yapıya geçmesini öngörmektedir.
Grifon Capital Yönetim Kurulu Başkanı Tuğra Gönden, gayrimenkul teknolojileri alanında erken aşama girişimlere finansal destek sağladıklarını belirtti. Gönden, “Bugün 280 trilyon dolarlık büyüklüğe sahip olan ve dünyanın en büyük varlık sınıfını temsil eden gayrimenkul sektörü, teknolojileri benimseme konusunda geride kalmıştır. Yapay zekâ, blok zinciri, otomasyon ve gelişmiş veri çözümleri kullanılarak bu verimsizlikler ortadan kaldırılabilir. Proptech, kullanılmayan veya az kullanılan gayrimenkulleri şeffaf ve likit bir varlık sınıfı haline getirme potansiyeline sahiptir. Yıllık 10 trilyon doları aşan global gayrimenkul işlem hacmi, bu alandaki büyük ekonomik fırsatları göstermektedir. Ayrıca, dünyada Proptech sektörüne yapılmakta olan yıllık 20 milyar dolarlık yatırımlar, ekosistemin büyüklüğü hakkında somut veriler sunmaktadır” dedi.
Pazarlamada ‘sanal’ atak
Türkiye’deki ekosistemin henüz gelişim aşamasında olduğunu vurgulayan Tuğra Gönden, sanal gerçeklik ile sağlanan emlak faaliyetlerinin giderek yaygınlaştığını aktardı. Gönden, “Türkiye, güçlü bir gayrimenkul geliştirme pazarı ve dinamik bir plan dışı satış piyasası ile dikkat çekiyor. Sanal satış ofisleri, dijital pazarlama araçları ve sanal ajanlar gibi çeşitli çözümler mevcuttur. Bu sanal satış ajanları yalnızca sanal sahneleme veya geziler sunmamakta, aynı zamanda yapay zekâ destekli sistemlerle potansiyel müşteri nitelendirmeleri ve müşteri oluşturma süreçlerini de gerçekleştirmektedir. Özellikle emlak pazarlamasında sanal gerçeklik çözümleri yaygın olarak kullanılmaktadır” şeklinde konuştu.
Gönden ayrıca, Türkiye’deki Proptech girişimlerinin pazarın derinliğini telafi etmek için daha geniş dikeylerde faaliyet gösterdiğini belirtti. Genellikle yapay zeka (AI), sanal gerçeklik (VR) ve benzeri teknolojiler içeren çözümler, çeşitli alanlarda entegre bir biçimde kullanılmaktadır. Dünya genelinde Türk kurucular tarafından yapılan girişimlerin sayısının artması, bu alandaki potansiyele işaret etmektedir.
‘Konut maliyetini azaltabilir’
Yeni teknolojilerin sağladığı avantajları açıklayan Gönden, şu örnekleri verdi:
“Akıllı tapu sicil sistemleri, blok zinciri teknolojisinin getirdiği güvenlik ve şeffaflıktan yararlanarak mülkiyet ve kayıt süreçlerini devrim niteliğinde değiştirme potansiyeline sahiptir. Blok zinciri, küçük yatırımcılar için daha fazla giriş kolaylığı sağlarken, piyasa likiditesini artıran fraksiyonel mülkiyet imkanı sunmaktadır. Bu sistem, mülkiyet haklarının takibinde şeffaflık ve güvenliği artırarak anlaşmazlıkları ve dolandırıcılığı önlerken, akıllı sözleşmeler de daha hızlı ve maliyet etkin işlemlere olanak tanımaktadır.
Yeni teknolojiler, konut üretim maliyetlerini azaltma konusunda önemli fırsatlar sunmaktadır. Yapay zeka ve otomasyon, inşaat süreçlerini optimize ederek insan hatalarını en aza indirir ve projelerin zamanında, bütçe dahilinde tamamlanmasını sağlar. Modüler yapı sistemleri sayesinde, yapı malzemelerinin hızlı
