Seda E., yaşadığı şiddet olayları sonrası darp raporu alarak, H.E. ve kayınpederi C.E. hakkında şikayette bulundu. Bu şikayet üzerine, her iki şahıs gözaltına alındı ve mahkeme tarafından uzaklaştırma kararı ile birlikte ev hapsi cezası verildi. Verilen karara göre, H.E.’nin ev hapsinde kalan süreyi Seda E. ve kızına tahsis edilen evde geçirmek zorunda olduğu ifade edildi. Bu gelişmenin ardından Seda E., kızıyla beraber ailesinin yanında yaşamaya başladı.
‘ZORLA EVE GİRDİLER’
Seda E.’nin avukatı İrem İlhan, meydana gelen olayın detaylarını şu şekilde aktardı: “Müvekkilimin kayınbabası C.E. ile birlikte, kayınvalidesi ve boşanma aşamasındaki eşi H.E., müvekkilimin evine zorla giriyorlar. Girdikten sonra müvekkilimi darp etmeye başlıyorlar. Müvekkilimin bağırış seslerine komşuları polis çağırıyor. Ancak, polis gelmeden önce H.E. ve ailesi evi terk ediyor.” Bu açıklama, olayın ciddiyetini ve yaşanan şiddet ortamını gözler önüne serdi.
‘DIŞARIDA GEZİYOR’
İlhan, hukuki süreçle ile ilgili de şunları ekledi: “Şikayetçi olmamız sonucunda, fail gözaltına alındı. Savcılık, tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk etti. Ancak, Sulh Ceza Hakimliği, fail ve babasını serbest bıraktı. Uzaklaştırma kararı ve ev hapsi cezası verildi. Ancak ev hapsi kararı, müvekkilimin darbedildiği ikamet adresinde geçerli oldu. Bu durum, müvekkilimin darbedildiği evde fail ile yaşamak zorunda kalması demektir. Fail, ev hapsi cezasına tabi tutuldu ama üzerine herhangi bir elektronik kelepçe takılmadı. Hatta fail, birkaç gün sonra normal hayatına devam ederek dışarıda dolaşmaya başladı.” Bu durum, hukumun fail üzerinde etkili olmadığına ve mağdurun güvenliğinin tehlikede olduğuna işaret ediyor.
İlhan, bu hukuki duruma karşı itiraz edeceklerini belirterek, “Bu korkunç karara itiraz edeceğiz. Bu itirazda, Adli Tıp Kurumu’ndan aldığımız raporu bekliyoruz. Ayrıca, Adalet Bakanlığı’nın avukatları ile de görüştük. Bize destek sundular ve taleplerimizi dinlediler. Eğer faile uygun ve caydırıcı bir yaptırım uygulanırsa, bu durum failin bir daha benzer bir eylemde bulunma cesaretini kırabilir” dedi. Bu açıklama, hukukun mağdurun yanında durması gerektiğini vurgularken, aynı zamanda adaletin sağlanması adına atılması gereken adımlara dair umut verici bir mesaj taşıyor.
