Amerika Birleşik Devletleri Ulaştırma Bakanlığı, ticari kamyon sürücülerine yönelik yeni bir uygulama hakkında yazılı bir açıklama yaptı. Ulaştırma Bakanı Duffy, eski Başkan Trump tarafından imzalanan ve İngilizce bilmeyen ticari kamyon şoförlerinin görevden alınmasını öngören kararnamenin uygulamaya alınacağını duyurdu. Açıklamada, “Önce Amerika demek, önce güvenlik demektir. Amerikalılar, trafik işaretlerimizi anlayıp yorumlayabilen kamyon şoförleriyle aynı yollarda olduklarında çok daha güvendedir,” ifadesine yer verildi. Bu durumun, kamyon sürücüleri ve halk arasındaki güvenliği artıracağı öngörülüyor.
Ancak, Trump yönetiminin bu hamlesi, farklı etnik kökenlere sahip kişilerin ayrımcılığa maruz kalabileceği konusunda endişeleri de beraberinde getirdi. Özellikle bu yeni uygulamanın, bazı insan gruplarını hedef alarak “misilleme ya da ayrımcılık” amacıyla kullanılabileceğine dair kaygılar artmış durumda. Bu durum, Trump yönetiminin göçmenlik politikalarındaki sert tutumunun bir uzantısı olarak değerlendirilmektedir.
Nisan ayında imzalanan bu kararname, eski Başkan Barack Obama döneminde yürürlüğe giren, İngilizce bilmeyen ticari sürücülerin görevden alınmasını engelleyen uygulamanın iptali ile sonuçlanmıştır. Bu durumda, Trump yönetiminin, İngilizce bilmeyen sürücüler konusunda daha sıkı bir yaklaşım benimsediği görülmektedir. Özellikle bu adımlar, Trump’ın Şubat ayında imzaladığı başkanlık kararnamesi ile Amerika Birleşik Devletleri tarihindeki ilk resmi dil olarak İngilizceyi ilan etmesiyle daha da önem kazanmıştır.
Ulaştırma Bakanı Duffy’nin açıklamaları, kamu düzeni ve göçmenlik politikaları kapsamındaki katı tutumun devamı olarak yorumlanmaktadır. Bu bağlamda, kamyon şoförlerinin İngilizce bilme zorunluluğu, trafik güvenliği açısından önemli bir adım olarak görülse de, aynı zamanda etnik köken veya dil engeli olan bireyler açısından sorunlar yaratabilecek bir durumdur. Politika, hem toplumda hem de sektörde tartışmalara ve itirazlara yol açma potansiyeline sahiptir.
Öte yandan, bu değişimlerin sektörde nasıl bir etkisi olacağı ve toplumsal düzeyde nasıl karşılanacağı merak edilmektedir. Trafik güvenliği ve sürücü yeterliliklerinin artırılması amacının yanı sıra, uygulamanın uygulanması sürecinde ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçlar ve olası ayrımcılıklar, toplumun farklı kesimlerinden tepkilere neden olabilir. Zira, geçmişte uygulanan ve belirli bir grubu koruyan yasaların yerine, daha sıkı yönetmelikler getirilmesi, bazı gruplar için haksızlık olarak değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak, bu karar, sadece ABD’nin kamyonculuk endüstrisini değil, aynı zamanda ülkenin göçmenlik ve dil politikalarını da derinden etkileyecek bir dönüm noktası olarak kabul edilebilir. Zamanla bu uygulamanın sonuçları ve etkileri, toplumsal ve ekonomik açıdan daha iyi anlaşılacaktır.
