Kahve falı uygulamaları, yüzyıllardır insanların ilgisini çeken bir gelenektir. Ancak, yapay zekanın günümüzdeki hızlı gelişimi, bu geleneksel uygulamalara yeni bir boyut ekledi. Kullanıcılar, yapay zekaya olan güvenlerini artırarak, bu teknolojiyi klasik fal bakma yöntemlerinin çok ötesinde kullanmaya başlıyor. Bu duruma örnek olarak, Yunanistan’da yaşayan bir kadının başına gelen ilginç bir olay verilebilir. Kadın, popüler yapay zeka uygulamalarından biri olan ChatGPT’nin kehanet özelliğine o kadar güvenmiş ki, gözünde falı doğru çıkarsa kocasından ayrılmaya bile karar verdi.
Techspot’un haberine göre, bu kadın, normalde Studio Ghibli tarzı resimler yaratmak için kullanılan ChatGPT’nin görüntü becerilerini farklı bir amaçla denemek istedi. Kadın, ilk önce kocasının içtiği kahvenin fotoğrafını yapay zeka uygulamasına yükleyerek falını baktırdı. Alınan sonuç ise oldukça çarpıcıydı; yapay zeka, kocası hakkında ilginç bir yorumda bulundu. Yorumda, kocasının “E” harfiyle başlayan daha genç bir kadınla ilişki kurma hayalleri kurduğu ve kaderinin bu kişiyle bir ilişki yaşamak üzere şekillendiği ifade ediliyordu.
İlk fal sonucunu ciddi şekilde algılayan kadın, bu yorumun ardından kendi içtiği kahvenin fotoğrafını da ChatGPT’ye yükledi. Bu kez uygulamanın yorumu, durumu daha da kötüleştirdi. Yapay zeka, kadının bardağındaki telvenin, kocasının bir kadınla ilişkisi olduğu ve bu ilişki içerisinde kadının ailesini yok etmeye çalıştığını ifade etti. Kısacası, kadın her geçen an, durumun daha da kötüye gittiğine inanmaya başladı.
Kadın, elde ettiği bu yorumlar sonrası, kocasına danışmadan boşanma davası açmaya karar verdi. Kocası, bu durumu bir şaka olarak görerek gülüp geçtiklerini ifade etti. Ancak, kadının üslubu ise ciddiydi; kadın, kocasına gitmesini söyledi ve çocuklarına boşanmayı duyurdu. Sonunda, kocasına avukatından boşanma kağıtları tebliğ edildi. Koca, bu açıdan yapay zeka tarafından sağlanan iddiaların yasal bir dayanağı olmadığını belirtti ve eşinin daha önce astrolojiye olan ilgisini hatırlatırken, bunun gerçekliği sorusunu da gündeme getirdi.
Tüm bu olay, arka planda yaşanan pek çok karmaşık duyguyu da içermektedir. Belki de bu, bardağı taşıran son damla oldu. Kadın, mahkemede yapay zekanın kehanetlerine inanırken, kocası ise sonuçsuz bir çözüme ulaşmak için yapılan mistik denemelerin gerçekliğinden şüphelendi. Bu durumda, yapay zekanın bazı bireyler üzerindeki etkisi oldukça üzücü bir tablo sunuyor. İnsanların, özellikle de bu kadının, yapay zeka gibi bir teknolojik araca olan bu kadar derin bir güven duyması, gelecekte yaşamımızda daha fazla kargaşaya yol açabilir.