Ursula von der Leyen, Avrupa Komisyonu Başkanı, ve Antonio Costa, Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı, Londra’da düzenlenen ilk AB-İngiltere Zirvesi sonrasında ortak bir basın toplantısı düzenledi. Zirvenin gündem maddeleri arasında Orta Doğu’daki mevcut durum önemli bir yer tutuyordu. Costa, basın toplantısında, “Gerekli uluslararası hukukun sistematik olarak ihlal edildiği ve bütün bir nüfusun orantısız askeri güce maruz kaldığı Gazze’deki trajik insani krizi” ele aldıklarını ifade etti ve bu kapsamda bazı taleplerde bulundu.
Costa, Gazze’ye insani yardımların güvenli, hızlı ve engelsiz bir şekilde ulaşması gerektiğini vurgulayarak, “Kalan rehineler koşulsuz olarak serbest bırakılmalı ve kalıcı bir ateşkes sağlanmalıdır.” şeklinde konuştu. Ayrıca, Orta Doğu’daki kalıcı barışın ve güvenliğin ancak iki devletli çözümün uygulanmasıyla mümkün olabileceğine dair ortak inançlarını tekrar teyit ettiklerini belirtti.
COSTA: İSRAİL DERHAL DURMALI
Bir basın mensubunun sorusu üzerine Antonio Costa, “Gazze’deki durum kabul edilemez. İsrail derhal durmalı.” dedi. Bu açıklama, Costa’nın son zamanlardaki uluslararası ilişkilerdeki gidişatı eleştirdiğinin bir göstergesi olarak öne çıktı. Costa, aynı zamanda Hamas’a da tüm esirleri serbest bırakması çağrısında bulundu ve uluslararası topluma, “Hep birlikte iki devletli çözümün inşasına yardımcı olmalıyız. Bölgede kalıcı barışı güvence altına alabilecek tek çözüm budur.” şeklinde seslendi.
Basın toplantısında Ursula von der Leyen de önemli açıklamalarda bulundu. Von der Leyen, “Gazze’deki ablukanın hemen kaldırılması gerekiyor. Gazze’deki insani durum kabul edilemez durumda. İki aydır Gazze’ye hiçbir insani yardım malzemesi girmedi.” ifadelerini kullanarak, insani yardımın asla siyasallaştırılmaması gerektiğinin altını çizdi. Bu durum, Gazze’deki insani krizin derinleşmesine neden olan bir faktör olarak değerlendirilirken, Von der Leyen tekrar insani yardım çalışmalarının önemine vurgu yaptı.
Yine von der Leyen, ateşkese dönüş yapılması ve esirlerin serbest bırakılması gerektiğini vurgulayarak, iki devletli çözüm için AB’nin Filistin yönetimini desteklemeye devam edeceğinin altını çizdi. Bu bazı yönlerden, Avrupa’nın Orta Doğu politikalarındaki tutkusunu ve bu bölgedeki barışın sağlanması konusundaki kararlılığını yansıtıyordu.
Sonuç olarak, Londra’daki zirve, Orta Doğu’daki kargaşa ve özellikle Gazze’deki insani durumun iyileştirilmesi için gerekli adımları ele almak üzere Avrupa’nın kararlılığını ortaya koydu. Hem Ursula von der Leyen hem de Antonio Costa, uluslararası toplumu bu sorunları çözmek için daha aktif bir rol oynamaya çağırdı. Bu bağlamda, AB’nin, Filistin yönetimini destekleme kararlılığı, uzun vadeli barış ve huzurun sağlanabilmesi için bir fırsat olarak değerlendirildi.