Günümüzde gündemi sarsan bir olayın detayları gün yüzüne çıkmaya başladı. Saldırganın, 66 yaşında bir erkek olduğu ve İstanbul’da bulaşıkçı olarak çalıştığı bilgisi aktarıldı. Bu kişinin daha önce iki çocuğunu öldürmekten ve iki çocuğunu yaralamaktan sabıkası olduğu da dikkat çekici bir ayrıntı. Saldırganın, şartlı tahliye sonrası bulaşıkçı olarak çalışmaya devam ettiği belirtiliyor. Olayın meydana gelmesiyle birlikte, sosyal medya ve haber kanalları bu durumu yakından takip ediyor.
Saldırganın ilk ifadesi CNN TÜRK’e ulaştı ve DHA Genel Müdür Yardımcısı Tamer Oskay, olayın detaylarını şu şekilde aktardı: “Kendisi, CHP’ye giderek yemek kartı talep ettiğini ancak partili olmadığı için bunun karşılanmadığını belirtiyor. Bu durum kendisini sinirlendirmiş ve Özgür Özel’in gençleri sokağa çağırmasını duyduktan sonra daha da öfkelendiğini ifade ediyor.” Saldırgan, Özel’in bir törene katılacağını öğrendiğinde sinirlerine hakim olamayarak olayın gerçekleştiğini söylüyor.
Oskay, saldırganın gözaltına alındıktan sonraki ilk ifadesini de paylaştı. “Öncelikle CHP’ye başvurduğumda yemek kartı alamadım. Bu beni uzun süre sinirli tutmuştu.” diyor. Bu durumun onu nasıl etkilediğini anlatan saldırgan, Taksim’de kaldığı apart otelden çıktığında, oraya gittiğinde herhangi bir saldırı düşüncesinin olmadığını belirtiyor. Ancak gördüğü an, sinirlerine hakim olamadığını ifade ediyor. Öte yandan, terör bağlantısının tespit edilmediği ve saldırganın sadece bir bulaşıkçı olduğu kaydedildi. Henüz saldırganın resmi ifadesinin alınmadığı, ancak ilk sorulara bu şekilde cevap verdiği biliniyor.
Gözaltındaki kişinin durumu, toplumda büyük bir merak konusu haline geldi. Olayın nedenleri ve saldırganın psikolojik durumu hakkında uzmanlar yorum yaparken, kamuoyunda da pek çok spekülasyon dolanmaya başladı. Zira, geçmişte benzeri suçlardan sabıkası olan bir kişinin tekrar aynı suçu işlemesi, toplumu endişelendiriyor. Sosyal hizmetler uzmanları, bu tür bireylerin geçirdikleri süreçlerin daha iyi yönetilmesi gerektiğini vurgularken, devlete de önemli görevler düştüğünü ifade ediyor.
Öte yandan, saldırganın neden bu kadar öfke birikimi yaşadığına dair tartışmalar devam ediyor. Bu tür olayların önlenmesi adına toplumda dayanışmanın önemine değinen psikologlar, bireylerin her durumda destek alabilecekleri mekanizmaların kurulması gerektiğini savunuyor. Saldırganın geçmişinde yatan travmaların ve toplumsal dışlanmanın, bu tür sonuçlara sebep olabileceği düşünülüyor. Ayrıca, toplumsal eşitlik ve fırsat eşitliği konularında yapılan çalışmalara da hız verilmesi gerektiği ifade ediliyor.
