Savunma, denizcilik, havacılık ve uzay alanlarında üretim yapan ana platform üreticileri, tedarikçiler ve bu sektörlere giriş yapmak isteyen firmalar, SAHA EXPO’da buluştu.
Pavo Group, Asya, Körfez, Afrika, Avrupa, Kuzey Amerika ve Güney Amerika’daki ulusal güvenlik ve dijital dönüşüm projelerini tanıtarak, entegre güvenlik, 5G özel mobil ağları ve KBRN (kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer savunma) gibi kritik çözümlerini yerli ve yabancı katılımcılarla paylaştı.
“EN KIYMETLİ MARKAMIZ ‘TÜRKİYE'”
SAHA EXPO etkinliğine 124’ün üzerinde ülkeden 150’den fazla ticari ve 400’den fazla resmi delegasyon katıldığını belirten Pavo Group Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Alper Özbilen, milliyet.com.tr’ye yaptığı açıklamada, ‘Bu durumda en değerli markamız aslında ‘Türkiye’. Bu, ‘Türkiye’ markasına duyulan güvenin bir göstergesi. Fuar alanında çok sayıda Türk firması bulunuyor; ancak misafirlerin çoğu, bu firmalardan ziyade ‘Türkiye’ markasını görmek için geliyor. Bu da uluslararası ölçekte Türkiye’ye olan güveni ortaya koyuyor. Bunu, önemli bir veri olarak değerlendiriyorum.’ ifadelerini kullandı.

“YAPAY ZEKA, ÜRÜNLERİMİZİN TEMEL DİREĞİDİR”
Özbilen, “Bu fuara, uluslararası düzeyde iş yaptığımız birçok ülkeden paydaşlarımızı davet ettik. Onlar da davetimize katıldılar.” diyerek, ‘Fuarın ötesinde, gelen ziyaretçilerimizi Ar-Ge ofisimiz ve fabrikamızı gezdirmek üzere de ekiplerimiz vardı. Pavotek, amiral gemimiz; fakat Pavo Group’u bir savunma ve teknoloji şirketleri grubu olarak tanımlıyoruz. Bu çerçevede birçok alanda faaliyet gösteriyoruz. Telekomünikasyon, telekomünikasyon güvenliği ve aviyonik sistemlerin yanı sıra, özellikle yapay zekayı ürün geliştirme sürecimizin vazgeçilmez bir parçası olarak görüyoruz. Bilgisayar kullanmanın 25-30 yıl önceki anlamı neyse, yapay zekanın organizasyonel süreçlerimizde yer bulmasının da aynı derecede önemli olduğunu düşünüyoruz. Derinlemesine çalışmalıyız. Özellikle belirli alanlarda derinleşmeli ve akademik iş birlikleri geliştirmeliyiz.’ dedi.

“YERİMİZ TÜRKİYE, YONUMUZ DÜNYA”
Özbilen, ‘Aynı zamanda Türkiye’de ‘Pavo Alliance’ adı altında bir yapı da oluşturduk. Diğer sektör paydaşları ile ortak çalışma, ürün geliştirme ve bilgi paylaşımı konusunda bir özgüven geliştirdiğimizi söyleyebilirim.
Kendimizi ‘Yerimiz Türkiye, Yönümüz Dünya’ şeklinde tanımlıyoruz. Evet, burada tasarlayıp üretiyoruz, ancak küresel pazarlara açılıyoruz. Oradaki geri dönüşler, yaptığımız işlerin doğruluğu hakkında bize değerli bilgiler sağlıyor.’ şeklinde konuştu.

“DÜNYA EKONOMİSİ TEKNOLOJİ İLE YÜKSELİYOR”
Pavo Group’un gelecekteki hedefleri hakkında konuşan Özbilen, ‘İlerleyen dönemde yalnızca bireysel ürünlerin değil, entegre çözümlerin sektörü şekillendireceğine inanıyoruz. Günümüzde ekonomiye yön veren çoğu büyük firma teknoloji alanındadır. Dünya genelindeki en büyük 10 ya da 100 şirkete baktığımızda, büyük çoğunluğunun teknoloji firmaları olduğunu görmekteyiz. Bu firmaların önemli bir kısmının tarihi sadece 5-10 yılı kapsıyor. Bugünkü dünya ekonomisinin temel direği teknoloji olmuştur. Bu bağlamda, diplomasi ve ülkelerin stratejik gücünü belirleyen yine teknolojidir. Özellikle kendi firmamız için derinleşmenin önemine vurgu yapmak istiyorum. Birçok alanda yüzeyde kalmanın dönemini geride bırakıyoruz ve derinleşme olmadan ilerlemek mümkün değil.’ şeklinde açıkladı.
“YAPAY ZEKA, İNSANLIĞIN KÜMÜLATİF BİRİKİMİDİR”
Yapay zeka üzerine yapılan tartışmalarda, ‘Yapay zeka insanlığın en son icadı mı?’ gibi spekülatif görüşler de gündeme geliyor. İnsanlık şimdiye kadar birçok icat gerçekleştirdi ve bugüne kadar biriken kümülatif bilgi ile yapay zekaya ulaştık. Bu aşamadan sonra, değişimi yapay zekanın gerçekleştireceği yönünde değerlendirmeler mevcut. Bu görüşlerin bazılarına katılıyorum.

“DEĞİŞİM HIZINI GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURARAK UZUN DÖNEM PLANLARI YAPMALIYIZ”
İş süreçlerimizin içerisine yapay zekayı entegre etme gerekliliği bulunuyor ve bunu bir güç çarpanı olarak kullanmalıyız. Ancak rekabetin son derece yoğun olduğunu, geçmişte 50-100 yıl süren değişimlerin artık birkaç yıl içinde gerçekleşebildiğini gözlemliyoruz. Uluslararası rekabet çerçevesinde artık teknoloji firmalarının 5, 10, hatta 20 yıllık stratejiler belirleyebileceği bir dönemi geride bıraktık. Çünkü değişim hızı dikkate alındığında uzun vadeli planlarımızın olması şarttır. Yazılım güncellemeleri gibi, stratejik planlamalarımızın da bu değişimlere uyum sağlamak amacıyla güncellenmesi gerekmektedir.
“TUSAŞ’A YAPILAN SALDIRI, TÜRKİYE’YE YAPILAN BİR SALDIRIYDI”
TUSAŞ’a gerçekleştirilen hain saldırıya ilişkin, öncelikle şehitlerimize Allah’tan rahmet dileyen Pavo Group Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Alper Özbilen, ‘TUSAŞ’a yapılan saldırıyı, Türkiye’nin kalbine yapılan bir saldırı olarak değerlendirmek gerekiyor. Çünkü TUSAŞ, sahip olduğu platformlar ve bilgi birikimi ile ülkemizin en değerli stratejik kuruluşlarının başında gelmektedir. TUSAŞ’ı sadece bir üretici değil, aynı zamanda önemli bir teknoloji merkezi ve eğitim kurumu olarak görmek gerekir. Dolayısıyla TUSAŞ üzerinden hem Türk savunma sanayiisine hem de Türkiye’ye yönelik bir saldırıdır. Bunu tüm sektör ve vatandaşlar olarak lanetliyoruz.’ şeklinde konuştu.
“SEKTÖRÜN KENDİSİNE OLAN GÜVENİNİ ARTIRMA ZORUNLULUĞUNU GÜNDEME GETİRDİ”
Özbilen, sektörün tepkisi hakkında, ‘Bu saldırı sonrası fuarda şahit olduğum bir durum var, o da; saldırganların hedeflediklerinin tersine, daha fazla çalışma azminin ortaya çıktığıdır. Yani yaptığımız işin önemini ve ne kadar odaklanmamız gerektiğini daha iyi anladık. Bu açılardan bakıldığında, bu saldırı ters bir etki yarattı. Sektörün kendine olan inancını ve misyonunu daha fazla önemsememiz gerektiğini gündeme taşıdı.’ dedi.
‘ANKA’ VE ‘AKSUNGUR’ PROJELERİMİZ, HÜCUM EMRİNİ VERENLERİN ÜZERİNDE UÇACAK’
ANKA ve AKSUNGUR insansız hava araçlarını üreten, aynı zamanda 5. nesil savaş uçağı KAAN’ı geliştiren bir şirketin yöneticisi olarak gurur duyarak belirtmek isterim ki, TUSAŞ’a saldıranların ve bu emri verenlerin tepesinde ANKA ve AKSUNGUR’larımız dolaşacaktır.