Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Nehir Barut, bel fıtığı ve bu durumun tedavi yöntemleri hakkında önemli açıklamalarda bulunmuştur. Bel fıtığının tanımını yaparken, bel omurgaları arasında yer alan disklerin, zamanla zorlanma ve yıpranma nedeniyle yırtılmasının, kopmasının veya yerinden kaymasının sonucunda sinir köklerinde sıkışma meydana geldiğini belirtmiştir. Bu durum, bel fıtığı olarak adlandırılmaktadır.
Bel fıtığının belirtilerine de değinen Op. Dr. Barut, bel hareketlerinde kısıtlanmanın, kasların gerilmesi ve spazmı sonucunda meydana geldiğini ifade etmiştir. Yürüme veya oturma esnasında zorlanma, fıtığın sinirleri etkilemesiyle oluşacak bir belirtidir. Ayak ve bacak kaslarında görülen güçsüzlük, omurgadaki sinirlerin hasar görmesiyle gelişmektedir. Ayrıca bacaklara yayılan şiddetli ağrı, uyuşma, karıncalanma ve kas zayıflığı sıklıkla bu hastalıkla ilişkilendirilmektedir. Tanı koymak amacıyla en yaygın kullanılan yöntem manyetik rezonans görüntüleme (MRI) olup, omurganın kemik yapısının incelenmesi için röntgen ve bilgisayarlı tomografi de talep edilebilmektedir. Bazı özel durumlar için ise sinir iletim hızları, sinir hasarı ve kas zayıflığının tespiti amacıyla EMG (Elektromiyografi) tetkiki istenebilir.
“35-40 YAŞLARINDA SIK GÖRÜLÜYOR”
Bel fıtığına yol açan nedenler arasında ağır kaldırmanın sıklıkla tetikleyici bir faktör olduğunu belirten Op. Dr. Barut, obezite, ani hareketler, yaşlılık, uzun süre aynı pozisyonda oturma, genetik faktörler ve sigara tüketiminin de bu duruma neden olan diğer unsurlar arasında yer aldığını vurgulamıştır. Genellikle 30-50 yaş aralığında sık görülen bel fıtığı, özellikle 35-40 yaşlarda pik yapmaktadır.
“SICAK VEYA SOĞUK KOMPRES UYGULAMASI İYİ GELEBİLİR”
Bel fıtığı için öneriler sunan Op. Dr. Barut, sıcak veya soğuk kompres uygulamasının, fizik tedavi, istirahat ve kasları çalıştırmanın yanı sıra ağrı kesicilerin de bel fıtığına bağlı ağrıyı dindirmekte etkili olabileceğini belirtmiştir. Ağrı kesici ve anti-enflamatuar ilaçların kullanımı yaygındır. Ayrıca, düzenli yürüyüşler, bel bölgesine daha fazla oksijen gitmesini sağlamakta ve kan dolaşımını artırmaktadır. Bel fıtığı yaşayan kişiler için karın kaslarını güçlendirmek de oldukça önemlidir. Pelvik tilt, kedi-inek pozisyonu, köprü egzersizi, çocuk pozu ve diz göğse çekme egzersizleri, bel ve karın kaslarını güçlendirmekte ve omurga esnekliğini artırarak ağrının hafiflemesine yardımcı olmaktadır. Ayrıca, ağır kaldırmaktan kaçınılması, ani hareketlerden sakınılması, sağlıklı bir kiloya sahip olunması ve düzenli egzersiz yapılması gerektiği ifade edilmiştir.
“SADECE YÜZDE 5 CİVARINDA HASTADA AMELİYAT GEREKLİ OLUR”
Her bel fıtığı hastasının ameliyata ihtiyaç duymadığını belirten Op. Dr. Barut, bu durumun yalnızca yüzde 5 kadar hastada geçerli olduğunu ifade etmiştir. Ancak, acil ameliyat gerektiren durumlar da vardır. Örneğin, ilerleyici güç kaybı, hastanın bacak ve ayak kaslarında güç kaybı meydana gelmesi durumunda ciddi bir sinir sıkışması olabileceğini göstermektedir. Düşük ayak (foot drop) durumu ise, hastanın ayak bileğini yer çekimine karşı kaldırmada güçlük çekmesi veya bunu yapamaması şeklinde tanımlanmaktadır