TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Kırgızistan’ın başkenti Bişkek‘te gerçekleştirdiği temaslar sırasında, Tanrı Dağı eteklerinde yer alan Ata-Beyit Ulusal Tarih ve Anıt Kompleksini ziyaret etti. Burada, Kırgızların 1916 yılında Rus Çarlığı’na karşı başlattığı isyanı simgeleyen ve ‘Büyük Kaçış’ anlamına gelen ‘Ürkün’ anıtına çelenk bıraktı. Bu anıt, Kırgız halkının tarihindeki önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor.
Kurtulmuş, ayrıca 1938 yılında gizlice kurşuna dizilen ve dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı olan, dünya çapında tanınan Kırgız yazar Cengiz Aytmatov‘un babası Toleykul Aytmatov dahil, 138 Kırgız aydınının bulunduğu mezarları ziyaret etti. Bu mezarlara çiçek bırakarak dua etti ve anma töreni düzenledi. Bu etkinlik, Kırgızların kültürel ve tarihi miraslarına olan saygısını gösteren önemli bir hatırlatma niteliği taşıyor.
Kurtulmuş, ziyaretin ardından büyük Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un kabrini de ziyaret etmişti. Bu ziyaret, Aytmatov’un Kırgız edebiyatındaki yeri ve kültürel mirası açısından büyük bir anlam taşıyor. Katılımcılar, Aytmatov’un eserlerinden ilham alarak onun anısını yaşatmayı amaçladılar.
Törende, Kur’an-ı Kerim okundu ve dua edildi. Bu dini ritüel, ziyaretin manevi yönünü güçlendirdi ve Kırgız halkının inançlarıyla olan bağını pekiştirdi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş’a, AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu, Yeni Yol Partisi Grup Başkanı Bülent Kaya, Türkiye-Kırgızistan Parlementolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti Tokat Milletvekili Yusuf Beyazıt, MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ile Türkiye’nin Bişkek Büyükelçisi Mekin Mustafa Kemal Ökem de eşlik etti. Bu beraberlik, Türkiye ile Kırgızistan arasındaki dostluk ilişkilerinin gelişimine katkı sağlayan önemli bir unsurdu.
Böylece, Kurtulmuş’un ziyareti, sadece resmi bir temsil niteliği taşımakla kalmayıp, aynı zamanda tarihi ve kültürel bağların kuvvetlenmesi açısından da büyük bir fırsat sundu. Bu tür etkinlikler, iki ülke arasındaki iş birliğini güçlendirmek ve ortak geçmişi unutulmaksızın geleceğe yönelmek adına büyük önem taşıyor.
