Nöroloji Uzmanı Dr. Ayşegül Daldal, toplumsal araştırmalara atıfta bulunarak, “Huzursuz Bacak Sendromu (HBS) görülme oranı %10 ila %15 arasındadır. Ancak hastalar belirtilerini net bir dilde ifade edemedikleri için yıllarca çeşitli branşlarda tedavi sürecine katılmak zorunda kalabilirler” şeklinde konuştu.
HUZURSUZ BACAK SENDROMU GECELERİ ARTTI
HBS tanısını koyabilmek için klinik gözlemler oldukça yeterlidir. Ancak Dr. Daldal, hastalığın belirlenmesi için şu unsurların bir arada bulunması gerektiğini ifade etti:
Bacakların içinde meydana gelen, durdurulamayan hareket etme isteğiyle birlikte oluşan rahatsız edici hisler, hareket etmenin sağladığı rahatlama veya belirtilerin tamamen kaybolması, dinlenme anında sürdürülen bulguların artması ve akşam ya da gece vakitlerinde belirtilerin daha net hale gelmesi gibi kriterler, HBS tanısının kesinleşmesinde önemli bir rol oynamaktadır.
RAHATSIZLIKLARINI ANLAMAKTA ZORLANIYORLAR
Dr. Daldal, hastalığın başlangıcında belirtilerin tek bir bacakta olabileceğini, fakat zamanla her iki bacağı da etkileyebileceğini belirtti. Hastaların yaklaşık yarısında kollarda da benzer hissiyatlar gözlemlenebilir. HBS’yi yaşayan kişiler, hissettikleri rahatsızlığı tanımlamakta güçlük çekebilir ve bu durumu, “Kramplar olacak gibi, bacaklarım hareket ediyor, bacaklarım geriliyor, karıncalanma hissi, zonklama veya yanma hissi, bacaklarda bir elektriklenme, diş ağrısı gibi bir rahatsızlık.” şeklinde tarif edebilirler. HBS, hastalar için haftalarca ya da aylarca sürebilen rahatlama ve yeniden alevlenme dönemleri ile giden, kalıcı bir sorundur” dedi.
HBS TEDAVİSİNDE İLK ADIM: ALT NEDENLERİ BELİRLEMEK
Dr. Daldal, “HBS tedavisinin ilk adımı, altta yatan muhtemel hastalıkların tedavi edilmesidir. Özellikle demir eksikliği gibi faktörler dikkate alınmalıdır. Dopamin agonistleri, hem idiyopatik hem de semptomatik HBS için etkili tedavi seçenekleri arasında bulunmaktadır. HBS, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen ve uyku düzenini bozan bir durumdur, bu nedenle hastaların tanı ve tedavi süreci için nöroloji uzmanlarına yönlendirilmesi son derece önemlidir. Erken teşhis ve uygun tedavi ile hastaların şikayetleri büyük oranda kontrol altına alınabilir.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.
İHA