İran’ın güvenlik yetkilisi Ali Şemhani, X sosyal medya platformunda yaptığı bir paylaşım ile ülkesinin Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile yürütülen müzakerelerden beklentilerini detaylandırdı. Şemhani, İranlı müzakerecilerin dokuz temel ilke çerçevesinde kapsamlı bir anlaşmaya ulaşmak için Roma’ya tam yetki ile gittiğini belirtirken, görüşmelerdeki önceliklerini de sıraladı.
Belirttiği ilkeler arasında ilk olarak “ciddiyet”in sağlanması vurgulanıyor. Şemhani, müzakerelerde karşı tarafın anlaşmanın önemini kavraması gerektiğini savunarak, bu ciddiyetin müzakerelerin ilerlemesi açısından kritik olduğunu ifade etti. Ayrıca, “garantilerin sağlanması” maddesi de önceliklerden biri olarak öne çıkıyor. Şemhani, yürütülecek müzakerelerde, karşılıklı güvenin tesis edilmesinin anlaşmanın sonuçlandırılması açısından önemli olduğunu kaydetti.
Ayrıca Şemhani, “dengeli olunması” gerektiğini vurguladı. Burada, iki taraf için de eşit fayda sağlayacak bir anlaşmanın önemine dikkat çekiyor. Bunun yanı sıra, Libya ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) modeli gibi bazı uygulamaların müzakerelerde yer almaması gerektiğini belirtti. İran’ın müzakereci heyeti, mevcut uluslararası politikaların çerçevesinde bu tür modellere dayalı anlaşmaları kabul etmediğini bir kez daha ifade etmiş oldu.
Yine Şemhani, “yaptırımların kaldırılması” gerekliliğine dikkat çekerek, son yıllarda İran’a uygulanan ekonomik yaptırımların kalkması gerektiğini ifade etti. Müzeberelerde karşılıklı bir rahatlama sağlanmasının, anlaşmanın kalıcı olmasını sağlayacağını belirtti. Tehditlerden kaçınılması da önemli bir ilke olarak anıldı; bu, anlaşmanın işbirliği ve barış ortamında yürütülmesi açısından gerekli bir madde olarak belirlendi.
Müzakerelerde hızın sağlanması gerektiğini de belirten Şemhani, zaman kaybının her iki taraf için de olumsuz sonuçlar doğurabileceğini dile getirdi. Sorun çıkarabilen taraflarla, uygulamaların kontrol altına alınmasının şart olduğunu vurguladı. Bu noktada İsrail örneği verilirken, bölgedeki sorunları daha da karmaşık hale getiren aktörlerin müzakerelerdeki yerinin azaltılması gerektiği ifade edildi. Son olarak, İran’ın yatırımların kolaylaştırılmasına dair bir niyeti olduğu da aktarıldı; bu, ekonomik gelişim ve ortak projelerin uygulanması açısından faydalı bir katkı sağlayabilir.
‘TESLİM OLMAK İÇİN DEĞİL, DENGELİ BİR ANLAŞMAYA VARMAK İÇİN’
Şemhani, yapılan tüm bu görüşmelerin amacının “teslim olmak” değil, dengeli bir anlaşmaya varmak olduğunu tekrarladı. Bu ifade, İran’ın müzakerelere yaklaşımındaki kararlılığı ve ulusal çıkarlarını koruma konusundaki ısrarını göstermektedir. İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi’nin başkanlık ettiği İran müzakere heyeti, günün erken saatlerinde Roma’ya gitmek üzere yola çıktı. Bu heyet, müzakerelerin tüm aşamalarında İran’ın duruşunu koruyarak, sürdürülebilir ve adil bir çözüm bulma amacı taşıdığını belirtmektedir.
Taraflar arasındaki ilk dolaylı görüşme daha önce 12 Nisan’da Umman’ın başkenti Maskat’ta gerçekleşmişti. Bu tür dolaylı görüşmeler, peş peşe ilerlemesi beklenen diplomatik müzakerelerin bir parçasıdır ve sürecin ilk adımlarını oluşturmaktadır. Umman Dışişleri Bakanı Bedr bin Hamed el-Busaidi, bu görüşmelerde ara bulucu rolü üstlenmişti.