Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) tarafından yayımlanan “Katılım Bankaları Kar Payı İstatistikleri” başlıklı analiz, Veri Yönetişimi ve İstatistik Genel Müdürlüğü Kıdemli Uzmanı Berrin Burcu Dügün, Uzman Numan Alanlı ve Uzman Onur Koca tarafından hazırlandı. Analiz, TCMB’nin blog sayfası olan Merkezin Güncesi’nde yayınlandı. Bununla birlikte, TCMB bu analizle birlikte katılım bankalarının katılma hesaplarına uyguladığı kar payı oranları ile finansman kredileri için uyguladığı kâr oranlarını “Faiz ve Kâr Payı İstatistikleri” adıyla ilk kez duyurdu.
Analizde, kar payı istatistikleri haftalık akım kar payı oranları, krediler için haftalık akım kar oranları ve aylık stok kar oranlarını içeren üç farklı veri setine dayanıyor. Türk lirası (TL) cinsinden katılma hesaplarına uygulanan haftalık akım kar payı oranlarının, mevduat bankalarının TL vadeli mevduatlara uyguladığı haftalık akım faiz oranları ile benzer seyirler izlediği gözlemlendi. Ancak, faiz oranlarının yüksek olduğu dönemlerde, kar payı oranlarının bu faiz oranlarını gecikmeli olarak izlediği vurgulandı.
Analiz, piyasa koşullarındaki değişimlerin bu duruma etki ettiğini ve o hafta açılan yeni hesaplar ile önceki hesapların getirileri arasında farklılıklar oluştuğunu belirtti. Bunun yanı sıra, ABD doları ve avro cinsinden hesaplar için yapılan karşılaştırmalarda, ABD doları cinsinden mevduat ve katılma hesapları için getirilerin benzer bir seyir izlediği; ancak avro cinsindeki hesaplarda kar payı oranlarının faiz oranlarının üzerinde kaldığı kaydedildi.
“Tüketici Kredilerinde Katılım Bankalarının Uyguladığı Kâr Oranları Daha Düşük”
Analizde ayrıca kredi kâr oranı istatistikleri, akım ve stok olmak üzere iki ayrı veri seti ile sunulmakta. Akım kâr oranları, ilgili hafta içerisinde açılan yeni kredilere uygulanan oranları yansıtırken, stok kâr oranları mevcut kredilere uygulanan oranları gösteriyor. Katılı bankalarının TL kredi kâr oranlarının, bankacılık sektörünün TL kredi faiz oranları ile karıştırıldığında ticari kredilerde her iki grubun benzer oranlara sahip olduğu görüldü. Ancak, tüketici kredilerinde katılım bankalarının uyguladığı kâr oranlarının daha düşük olduğu ve bu farkın 2023 Ağustos ayından itibaren belirgin bir şekilde açıldığı ifade edildi.
Stok kredi kâr oranları ve stok kredi faizleri için de benzer bir durumun geçerli olduğu belirtildi. Yani tüketici kredilerinde faiz oranlarının tarihsel olarak kâr oranlarından daha yüksek olduğu ve bu farkın 2023 ortasından itibaren arttığı gözlemlenmiştir. Tüketici kredi oranlarında konut, taşıt ve ihtiyaç kredileri arasındaki farkın, katılım bankalarının işleyişinin geleneksel bankacılıktan ayrışmasıyla ortaya çıktığı vurgulandı.
Mevzuat gereği, katılım bankalarının mal ya da hizmet alımına yol açmadan doğrudan nakit finansman sağlamasının mümkün olmadığı belirtilti. Bu nedenle, ihtiyaç kredileri yalnızca hac/umre, eğitim ödemeleri ve dayanıklı tüketim malları gibi belirli alanlara yönelik olarak oluşturulan finansman modelleri ile sunuldu. Analizde, ihtiyaç kredilerinin, katılım bankalarında diğer bankalara göre daha düşük paya sahip olduğu da vurgulandı. Bankacılık sektöründe ihtiyaç kredilerinin tüketici kredileri içindeki payı %74 iken, katılım bankalarında bu oranın yalnızca %17 seviyesinde olduğu kaydedildi.
Ayrıca, katılım bankalarında finansmanın sadece mal ya da hizmet alımı karşılığı kullandırılması nedeniyle ihtiyaç kredisi kar payı oranlarının, ihtiyaç kredisi faiz oranlarının altında kaldığı ifade edildi. Sonuç olarak, katılım bankaları ile geleneksel bankacılık arasındaki yapısal farklılıkların, müşterilere sağlanan fon getirileri ile kredi maliyetlerini etkileyerek iki banka türü arasında bir ayrışmaya yol açtığı belirtildi