Filistin resmi haber ajansı WAFA’nın OCHA’dan aktardığı bilgilere göre, İsrail’in ateşkesi bozarak saldırılara başladığı 18 Mart 2025 tarihinden itibaren Gazze’de yaklaşık 500 bin Filistinli evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bu durum, insani kriz ve yerinden edilmenin ciddi boyutlarını gözler önüne seriyor.
7 Ekim 2023 tarihinde başlayan ve Gazze’ye yönelik ağır saldırılarla devam eden çatışmaların ardından, 19 Ocak 2025’te bir ateşkes sağlanmıştı. Ancak bu ateşkes, uzun sürmemiş ve çatışmalar yeniden patlak vermiştir. 18 Mart sabahı yeniden başlatılan saldırılar, bölgede çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine ve yerlerinden edilmesine neden olmuştur. Hâlihazırda, İsrail’in bölgedeki saldırılarının sonuçları ve insan kayıplarının artışı, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmektedir.
Yeniden başlayan şiddetli saldırılar sonucunda, İsrail’in bölgede “ölümlere, yerinden etmeye ve altyapıyı hedef almaya devam ettiği” bildirilmiştir. Gazze’nin durumu kritik bir hale gelirken, çoğunluğunu kadınlar, çocuklar ve yaşlıların oluşturduğu 1,652 Filistinli, bu saldırılarda hayatını kaybetmiştir. Ayrıca, 4,391 kişi de çeşitli şekillerde yaralanmıştır.
İSRAİL, GAZZE’YE ŞİDDETLİ SALDIRILARI YENİDEN BAŞLATTI
İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nde 19 Ocak 2025’te yürürlüğe giren ateşkesin hemen ardından, 18 Mart sabahı itibarıyla saldırılarına yeniden başlamıştır. Bu yeniden başlayan saldırılar, toplumsal huzursuzluğu daha da artırmış ve birçok insanı evlerini terk etmeye zorlarken, kayıpların da hızla artmasına sebep olmuştur.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne 7 Ekim 2023’ten bu yana düzenlediği saldırılarda, hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 51,025’e, yaralıların sayısı ise 116,432’ye yükselmiştir. Bu sayılar, yalnızca bir çarpıcı rakam değil, aynı zamanda bir insanlık dramının da göstergesidir. Dünya genelindeki insan hakları savunucuları ve uluslararası toplum, bu insani krize kayıtsız kalmamakta ve çözüm için çabalar sarf etmektedirler.
Sonuç olarak, Gazze’deki durum giderek daha da kötüleşmektedir. Saldırıların durmaması, hem insani açıdan hem de bölgesel istikrar açısından risk oluşturmaktadır. Filistin halkı, evlerini terk etmek zorunda kalmanın yanı sıra, yaşam mücadelesi vermekte ve hayatta kalma çabalarında büyük zorluklarla karşılaşmaktadır. İnsani yardımların ulaştırılması ve ateşkesin kalıcı hale gelmesi, uluslararası toplumun öncelikli hedefleri arasında yer almak zorundadır.
