Son 20 yılda Hollanda’da sperm bağışı sistemiyle ilgili yaşanan ciddi bir açık, 85 erkeğin birden fazla kez sperm bağışı yaptığı gerçeğini ortaya çıkardı. Yapılan araştırmalar sonucunda, bazı kliniklerin kasıtlı olarak bir donörden 25’ten fazla sperm partisi kullandığı ve gerekli belgeler olmadan sperm alışverişi yaptığı anlaşıldı. Bu durum, özellikle aynı donörlerin farklı kliniklerde birden fazla bağışta bulunmasına olanak tanıyan gizlilik yasalarının ihlali olarak değerlendiriliyor.
Normal koşullar altında, 1992 yılından bu yana yürürlükte olan yasa, sperm donörlerinin 25’ten fazla çocuk sahibi olmalarını yasaklamaktadır. Ancak kliniklerin sıkı gizlilik yasaları nedeniyle bu yasa maalesef etkin bir şekilde uygulanamamaktadır. Bu durum, istem dışı ensest ve akraba evlilikleri gibi ciddi toplumsal sorunların artmasına yol açabilir.
81 ÇOCUĞUN BABASI AYNI
Bu durumun en çarpıcı örneklerinden biri, Hollanda’daki bir klinikte çalışan Jan Karbaat isimli bir doğum doktorunun 81 çocuğun babası olduğu tespit edilmesidir. Klinik, Karbaat’ın yanı sıra 26 ila 40 arasında çocuğun biyolojik babası olan başka donörlerin de bulunduğunu, bazılarının ise 50 ila 75 çocuk sahibi olduğunu bildirdi. Bu durum, sperm bağışı sisteminin ne denli düzensiz bir yapı içinde olduğunu gözler önüne seriyor.
550 ÇOCUĞU VAR
Skandal, Hollandalı YouTuber Jonathan Meijer’in en az 550 çocuğun babası olduğunu açıklamasıyla gündeme gelmişti. Meijer’in durumu, sadece bireysel bir durum olmanın ötesinde, sistemin ne kadar içinden çıkılmaz bir hal aldığını ortaya koymaktadır. Bir erkeğin 25’ten fazla sperm bağışında bulunduğu vakalara “toplu bağış” adı verilmektedir. Son 20 yıl içerisinde birçok erkeğin farklı kliniklerde sperm bağışladığı belirtilmektedir.
Hollanda Jinekologlar Birliği’nin başkanı Marieke Schoonenberg, “Toplu bağış durumunun sıfır olması gerekiyor” diyerek, mevcut durumun kabul edilemez olduğunu vurgulamaktadır. Uzmanlar, bu durumun binlerce bireyin hayatını etkileyeceği ve insanların hayatlarında herhangi bir ilişki yaşarken kardeş olup olmadıklarını anlamak için DNA testi yaptırmak zorunda kalacaklarını belirtmektedir. Bu, toplumsal yapıda önemli değişikliklere ve ciddi etik sorunlara yol açabilir.
Bu olay, sadece kişisel yaşamlar üzerinde değil, aynı zamanda toplumsal yapı üzerinde de derin etkiler yaratma potansiyeline sahip. İleriye dönük olarak, bu tür sorunların önüne geçmek adına sperm bağış düzenlemelerinin gözden geçirilmesi ve mevcut yasaların etkin bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Aksi halde, bu tür olumsuzluklar neticesinde bireylerin sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürebilmeleri en azından zorlaşacaktır.