Donald Trump, Beyaz Saray’da gerçekleştirilen bir törenle, enerji sektörüne ilişkin çeşitli kararları imzaladı. Bu kararların arasında, ülkenin temiz kömür endüstrisini yeniden canlandırmaya yönelik düzenlemeler de bulunuyor. İmza töreni sırasında yaptığı konuşmada, Trump, göreve başladığı ilk gün Ulusal Enerji Acil Durumu’nu ilan ettiğini hatırlatarak, Paris İklim Anlaşması’na dair eleştirilerini dile getirdi. Anlaşmayı “yeşil yeni aldatmaca” olarak nitelendiren Trump, bu süreçte Amerikalılar için maliyetlerin arttığını kaydetti.
Eski Başkan Joe Biden ve Demokratların, dört yıl süreyle Amerikan kömür endüstrisini ortadan kaldırmaya çalıştığını belirten Trump, bu durumun istihdamı öldürdüğünü ve fiyatların yükselmesine yol açtığını savundu. Ayrıca, düşüş yaşayan kömür endüstrisinin yeniden güçlenmesi konusunda umut verdi. Trump, Asya’daki gelişmelerden de bahsederek, “Çin her hafta iki kömür santrali açıyor ve diğer ülkeler de benzer şekilde kömüre dönüş yapıyor,” ifadesini kullandı.
Trump, Almanya’nın yeşil enerji politikalarına yönelmesi sonucunda yaşadığı sıkıntılı durumu örnek göstererek, “O kadar çevreci oldular ki neredeyse iflas edeceklerdi. Rüzgara yönelmek istediler ama rüzgar her zaman yeterince eser mi? Almanya, yeşil yeni aldatmacanın faturasını ödedi ve şimdi kömüre geri dönmek zorunda kaldı,” yorumunda bulundu.
Imzaladığı kararname dahilinde, Trump, temiz kömür üretimini hedef alan ve gereksiz olarak gördüğü düzenlemeleri kaldıracaklarını belirtti. Bu bağlamda, kömür işletmeleri için fesihlerin önüne geçileceğini de vurguladı. Ayrıca, kömür madenciliği için kiralama işlemlerinin hızlandırılacağını ve izin sürecinin kolaylaştırılacağını ifade etti.
Trump, çevresel ısınma konusunda endişelenmemek gerektiğini, asıl kaygılanılması gerekenin “nükleer ısı” sorunu olduğunu iddia etti. Bu yaklaşımıyla, çevre politikalarına dair daha radikal bir görüş sunduğu görülüyor.
Genel olarak, Trump’ın bu kararları, enerji sektöründe kömürün geri dönüşünü savunduğunu ve dolayısıyla ABD ekonomisine katkısının artırılmasını hedeflediğini ortaya koyuyor. Bu tür girişimlerin, enerji üretiminde çeşitliliği sağlamanın yanı sıra istihdamı artırma hedefi taşıdığı anlaşılıyor, ancak çevresel etkiler açısından tartışmaların da artacağı öngörülüyor.