İsrail’in Yedioth Ahronoth gazetesinde yayımlanan bir habere göre, Hamas’ın Uluslararası Kızılhaç yetkililerine teslim ettiği cenazenin Shiri Bibas’a ait olduğu düşünülüyor. Bu cenaze, Kızılhaç ekipleri tarafından İsrail ordusuna teslim edilmiş ve şu anda kimlik tespiti için Tel Aviv’de bulunan Ebu Kebir Adli Tıp Enstitüsü’ne sevk edilmiştir.
HAMAS’IN CENAZE TESLİMİ
Hamas, Gazze Şeridi’nde 20 Şubat tarihinde gerçekleşen bir ateşkes ve esir takası anlaşması çerçevesinde, “İsrail saldırısında ölen 4 İsrailli esire ait olduğu düşünülen cenazeleri” Uluslararası Kızılhaç ekiplerine teslim etmiştir. Gelişmeler, uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırmış ve bu tür teslimatlar üzerinde önemli tartışmalar başlatmıştır.
Uluslararası Kızılhaç tarafından teslim alınan cenazelerin daha sonra İsrail tarafından kabul edildiği belirtiliyor. Ancak İsrail, Shiri Bibas’a ait olduğu iddia edilen cenazenin gerçekte bir Filistinli kadına ait olduğunu öne sürmüştür. Bu durum, iki taraf arasındaki gerilimi artırırken, cenazelerin kimliğine dair belirsizlikler devam etmektedir.
Hamas, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, cenazelerin karışabileceği veya bir hata olabileceğini kabul ettiklerini belirtmiştir. Toplumda oluşan kaosun, İsrailli ailenin kaldığı yerin işgalciler tarafından bombalanması sonucu meydana gelmiş olabileceği ifade edilmiştir. Bu açıklama, hem savaşın getirdiği vahşeti hem de huzursuzlukları gözler önüne sermektedir.
Yaşanan bu olay, bölgedeki insani krizin boyutlarını ve çatışmalardan etkilenen sivil hayatı ortaya koyarken, cenazelerin kimlik tespiti ve teslimat süreçlerinin ne kadar hassas olduğunu da göstermektedir. Özellikle uluslararası insani yardım kuruluşları, bu tür durumların önlenmesi için daha fazla çaba harcamaları gerektiğini vurgulamaktadır.
Böyle hassas durumlar, bölgede güvenlik ve barış ortamını sağlamanın zor olduğunu bir kez daha gösterirken, taraflar arasında diyalog ve uzlaşma gerekliliği de ön plana çıkmaktadır. Önümüzdeki günlerde gelişen durumlar ve Hamas ile İsrail arasındaki gerilimler, belirsizlikleri artırabilir ve yeni insani krizlerin önünü açabilir.