İsrail merkezli Yedioth Ahronoth gazetesinin haberine göre, Hamas, Kızılhaç yetkililerine teslim ettiği cenazelerin arasında Shiri Bibas’a ait olduğu düşünülen bir cenaze bulunduğunu belirtti. Bu cenaze, uluslararası yardım kuruluşu Kızılhaç tarafından onaylanmasının ardından İsrail’e getirildi.
Cenazenin, Kızılhaç yetkilileri tarafından doğrudan İsrail ordusuna teslim edildiği ve kimlik tespiti amacıyla Tel Aviv’deki Ebu Kebir Adli Tıp Enstitüsü’ne götürüldüğü ifade edildi. Bu süreç, özellikle bölgede süregelen gerginlikler ve kritik insani durumlar karşısında dikkat çekici bir gelişme olarak öne çıkıyor.
HAMAS’IN CENAZE TESLİMATI
Hamas, 20 Şubat 2023 tarihinde dün Gazze Şeridi’nde gerçekleşen bir İsrail saldırısında hayatını kaybeden dört İsrailli esire ait cenazeleri, uluslararası bir ateşkes ve esir takası anlaşması çerçevesinde Uluslararası Kızılhaç ekiplerine teslim etti. Bu tür bir anlaşma, bölgedeki insani krizin çözümüne yönelik atılan adımlardan biri olarak kabul ediliyor.
Bu cenazeler, daha sonra İsrail tarafından teslim alınmış ve Shiri Bibas’a ait olduğu düşünülen cenazenin gerçek kimliğine dair tartışmalar başlamıştır. İsrail makamları, bu cenazenin aslında bir Filistinli kadına ait olduğu iddiasında bulundu. Bu durum, hem ailelerin duygusal tepkilerine neden olmuş hem de üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir meseleyi gündeme getirmiştir.
Hamas, bu konuda daha derinlemesine bir inceleme yapılacağına dair açıklamalarda bulunarak, “Bir hata veya cenazelerin karışabileceği ihtimalinin göz önünde bulundurulması gerektiğini” kaydetti. Ayrıca, İsrailli ailelerin, Filistinlilerin bulunduğu yerlerin İsrail güçleri tarafından bombalanmasının ardından cenazelerin karışmış olabileceğini belirtti. Bu, bölgedeki karmaşık durumu ve insani trajedilerin boyutlarını gözler önüne sererken, iki taraf arasındaki anlaşmazlıkların ve yanlış anlamaların daha da derinleşmesine neden olabilir.
Bölgedeki gelişmeler, ilhak, yerinden edilme ve insani yardımlar konusundaki tartışmaların merkezinde yer almaktadır. Kızılhaç’ın rolü, bu tür durumlarda insani misyonlarını sürdürerek, taraflar arasında bir köprü oluşturmak olsa da, gerilimlerin çözümü konusunda hala büyük engeller bulunmaktadır. Shiri Bibas’ın cenazesi ile ilgili yaşananlar, bu tür insani meselelerin arka planda yatan siyasi dinamiklerle ne denli iç içe olduğunu gözler önüne sermektedir.
Sonuç olarak, bu tür olaylar, barış uğruna atılan adımlar kadar, olası hataların ve yanlış anlamaların sonuçlarını da beraberinde getiriyor. Her iki tarafın da yaşadığı kayıplar ve duygusal yükler, sadece bireyler düzeyinde değil, toplumsal hafıza ve kimlik adına da derin izler bırakmaktadır.
