Ankara’nın Şereflikoçhisar ilçesinde, Bakanlık ekiplerinin aldığı ihbar üzerine yapılan denetimlerde, evsel atıkların Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait katı atık düzenli depolama sahasında usulsüz bir şekilde depolandığı tespit edilmiştir. Denetim sonucunda, söz konusu depolama sahasına ait bir Çevre İzin ve Lisans Belgesi’nin bulunmadığı ortaya çıkmıştır. Bu ihlal nedeniyle, Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ) Genel Müdürlüğü’ne toplamda 3 milyon 793 bin 452 TL idari ceza kesilmiştir.
Tuz Gölü’ne Usulsüz Deşarj
Buna ek olarak, Şereflikoçhisar’da bulunan ve ASKİ tarafından kurulan İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nin elektrik enerjisi sorunları nedeniyle devreye alınamadığı belirlenmiştir. Bu sorunların etkisiyle, atık suların arıtılması için tesisin yanında bulunan dört gözlü doğal arıtım lagünlerine kabul edildiği ve burada sadece basit arıtma işlemlerinin yapıldığı gözlemlenmiştir. Bu durum, İleri Biyolojik arıtma sistemine tabi tutulmaktan kaçınılarak oluşturulan, çevresel riskleri artıran bir durum olarak değerlendirilmektedir.
Denetim sonuçlarına göre, arıtma işleminden geçmeyen atık suların usulsüz bir şekilde Tuz Gölü’ne deşarj edildiği de tespit edilmiştir. Bu durum, çevre koruma yasalarının ihlali olarak değerlendirilmiş ve yine Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içinde gerçekleşen bu ihlal nedeniyle ASKİ Genel Müdürlüğü’ne 1 milyon 337 bin 354 TL tutarında bir idari ceza uygulanmıştır.
Bu tür denetimler, çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması ve yasal gerekliliklerin yerine getirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Çevre koruma yasalarının ihlali, yalnızca hukuki açıdan sorunlar yaratmakla kalmayıp, aynı zamanda ekosistem üzerinde de geri dönüşü olmayan zararlara yol açabilmektedir. Bu bağlamda, devlet kurumlarının etkin denetim mekanizmaları geliştirmesi ve çevre yasalarına uymayan girişimlere karşı sert tedbirler alması gerekmektedir.
Denizyolu gibi doğal kaynakların korunmasına yönelik önlemler almak, yerel yönetimlerin ve ilgili kurumların sorumluluğundadır. Çevre koruma stratejileri geliştirilirken, yerel halkın da içinde bulunduğu geniş kitlelerin hassasiyetleri göz önünde bulundurulmalıdır. Bu tür ihlallerin önüne geçmek için kamu bilincinin artırılması ve çevre Yasalarının daha etkin bir şekilde uygulanması önem arz etmektedir.