AYDIN HASAN – ASENA YATAĞAN/ANKARA –
ANKASAM Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol: Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri’ni stratejik çıkarları ve bekası açısından bir tehdit olarak algılamaya başladığında, yeni bir denge ve denklemi tesis etme çabası içerisine girecektir. Bu bağlamda, başta Çin ve Rusya olmak üzere diğer uluslararası aktörlerle ilişkiler daha fazla ön plana çıkabilir. Özellikle Pekin, Rusya ile birlikte hareket etmediği bir strateji geliştirerek Avrupa ile olan ilişkilerini derinleştirme yoluna gitmektedir. Dolayısıyla, Rusya’nın ABD ile atacağı adımlar yalnızca kendi iç dengeleri açısından değil, Çin ve Avrupa açısından da büyük önem taşımaktadır. Bununla birlikte, Trump’ın yukarıda bahsedilen siyasi hamleleri, çok kutuplu bir dünya sürecini ve Avrupa’daki kaotik ortamı daha da körükleyebilir. Bu durum, Avrupa-Türkiye ilişkilerini de etkileyecek ve yeni bir dönemin habercisi olabilir. Türkiye, bu süreçte paylaşılamaz bir aktör konumunda daha da güçlenecektir. Ancak Avrupa’nın bu gelişmelere karşı ABD’nin tepkisiz kalıp kalmayacağı da merak konusudur. Örneğin, Fransa’daki sarı yelekliler ve Almanya’daki AfD partisi gibi iç olaylar, Avrupa’nın karşılaştığı siyasi çıkmazın boyutunu gözler önüne sermektedir.
‘AVRUPA ORDUSU KURULAMAZ’
Jepolitik Öngörü Derneği Başkanı Emekli Tümgeneral Doçent Güray Alpar: İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’nın savunma görevini NATO üstlenmiştir fakat NATO’nun asli gücü ABD ordusudur. Türkiye ve İngiltere, bu bağlamda ikinci güçler olmasına karşın, Avrupa ordusunun kurulması ve sürdürülebilirliği oldukça zorlu görünmektedir. Özellikle, böyle bir ordunun yönetimi ve koordinasyonu açısından bütçenin büyük bir maliyet oluşturacağı aşikârdır. Günümüzde Avrupa’nın mevcut askeri yapısının ve tecrübesinin, bağımsız bir ordunun kurulması için yeterli olmadığını belirtmek gerekir. Eğer böyle bir ordu kurulacaksa, en az on yıllık bir sürecin gerektiği öngörülmektedir. İngiltere ve Türkiye’nin işin içine girmesi durumunda Avrupa ordusunun kurulma ihtimali belki artabilir, ama Türkiye olmadan Avrupa güvenliği sağlamak mümkündür. Türkiye’nin güçlü bir orduya sahip olması ve bağımsız operasyonlar gerçekleştirebilmesi, Avrupa güvenliğinin tesisi konusundaki önemini artırmaktadır.
‘EKONOMİK YANSIMAYI TARTMAK İÇİN ERKEN’
İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Emeritus Prof. Dr. İlter Turan: Avrupa Birliği ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki gerginliğin nasıl bir seyir alacağını kestirmek zor. Ancak süreç içerisinde mesafenin açılması durumunda, her iki tarafın da Türkiye’ye olan stratejik ihtiyacının artacağı kanaatine varıyorum. Türkiye, böyle bir çatışma durumunda her iki tarafın mecburen değer vermek zorunda olduğu bir ülke konumuna geçebilir. Ekonomik yansımaların ne olacağını değerlendirmek için henüz erken olduğunun altını çiziyor. Avrupa Birliği, Türkiye ile daha yakınlaşmak isterse Gümrük Birliği’nin yenilenmesi gerekliliğini kabul etmek zorundadır.
‘ÜLKEMİZ İÇİN HEM TEHDİT HEM FIRSAT’
Stratejik Danışmanlık Hizmetleri Yöneticisi Hakan Akbaş: Trump, ikinci döneminde ticaret açığını kapatmak amacıyla özellikle otomobil sektörüne yönelik Avrupa Birliği’ne ek vergiler getirmeyi planlıyor. Ancak, AB ile bir