Dünya genelinde baş ağrıları, yaklaşık %66.6’lık bir insan kesimini etkilemektedir ve çoğunlukla psikiyatrik komorbiditelerle birlikte görülmektedir. Öncelikli araştırmalar, migrenin daha yüksek intihar düşünceleri ve davranışları ile ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Fakat diğer baş ağrısı türleri için bu ilişkiye dair veriler oldukça sınırlıdır. Bu durum, baş ağrısı bozuklukları yaşayan bireylerin intihar eğilimleri hakkında daha geniş kapsamlı araştırmalar yapılması gerektiğini göstermektedir.
JAMA Neurology dergisinde yayımlanan “Baş Ağrısı Tanısı Konan Kişilerde İntihar Girişimi ve İntiharı Riski” isimli çalışmada, 1995-2020 yılları arasında, daha önce baş ağrısı tanısı almış ve 15 yaşında veya daha büyük Danimarka vatandaşları ile, baş ağrısı tanısı almamış kişiler 5’e 1 oranında eşleştirilmiştir.
Çalışmaya katılan kohort, baş ağrısı tanısı konmuş 119.486 kişiden ve baş ağrısı tanısı almamış 597.430 bireyden oluşmaktadır. Tanı kodları, Uluslararası Hastalıklar ve İlgili Sağlık Sorunları İstatistiksel Sınıflandırması, Onuncu Revizyon’dan alınarak, migren, gerilim tipi baş ağrısı, travma sonrası baş ağrısı ve trigeminal otonomik sefaljileri kapsamaktadır.
RİSK FARKI ORTAYA ÇIKTI
Baş ağrısı tanısı almış bireylerin intihara teşebbüs etme açısından 15 yıllık mutlak riski %0.78 olarak belirlenmişken, eşleştirilmiş kontrol grubunda bu risk %0.33 olmuştur. Bu durum, %0.45 gibi bir risk farkı ortaya çıkarmaktadır. Tamamlanmış intihar oranı ise, kontrol grubundaki %0.15’lik oranla karşılaştırıldığında, baş ağrısı tanısı almış bireylerde %0.21’e ulaşarak %0.06’lık bir risk farkı sağlamıştır. Ayarlanmış tehlike oranları, baş ağrısı bozukluğu tanısı olanlarda girişimler için 2.04 ve ölümler için 1.40 olarak belirlenmiş ve bu oranların önemli ölçüde daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir; özellikle travma sonrası baş ağrısı ve trigeminal otonomik sefaljilerde (TAC’ler) daha güçlü ilişkiler ortaya çıkmıştır.
HASTALIK RİSKİ DE DAHA FAZLA
Baş ağrısı tanısı konmuş bireylerde, kanser, kalp damar hastalığı, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, felç, kafa travması, ruh hali bozuklukları ve madde kullanım bozuklukları gibi eş zamanlı tıbbi ve psikiyatrik rahatsızlıkların oranları daha yüksek bulunmuştur. Baş ağrıları ile artan intihar riski arasında kalıcı bir ilişki olduğu görülmüştür. Ruh hali ya da madde kullanım bozukluğu olan bireyler arasında bu ilişki biraz daha küçülse de varlığını sürdürmektedir. Artan risk, cinsiyet, yaş, gelir veya eğitim geçmişinden bağımsız bir şekilde devam etmektedir.
Bu çalışmadan elde edilen bulgular