Llosa, Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri dönme planlarına dair önemli bilgiler paylaştı. X sosyal medya platformundan yaptığı açıklamada, mültecilerin dönüşüne ilişkin son anket sonuçlarını açıkladı. Llosa, “Esad rejiminin devrilmesinden bu yana toplamda 270 bin Suriyeli mülteci, ülkelerine geri dönmeyi başardı ve gelecek yıl bu sayının çok daha fazlasının geri dönmeyi planladığı görünmektedir.” ifadelerini kullandı.
Llosa’nın ilettiği bilgilere göre, Suriyeli mültecilerin geri dönüş planlarının ardında yatan motivasyonlar oldukça çeşitlilik göstermekte. Yürütülen araştırmalar neticesinde, mülteci sayısının %25’inden fazlasının önümüzdeki 12 ay içinde hayatlarını yeniden kurmak için geri dönmeyi düşündüğü görülmektedir. Bu durum, Suriyeli mültecilerin, savaş sonrası yeniden yapılanma ve ekonomik fırsatlar arayışı içerisinde olduklarını işaret ediyor.
Ancak, mültecilere dönüş yolunda bir dizi engel bulunmakta. Llosa, bu engeller arasında mevcut konut ve mülkiyet haklarının belirsizliği, güvenlik kaygıları, temel hizmetlere erişim eksiklikleri ve ekonomik zorluklar hakkında endişelerin bulunduğunu ifade etti. Özellikle, mültecilerin geri dönmeden önce Suriye’yi ziyaret etme isteğinin %60’ı aşan bir oranla dile getirildiğini vurguladı. Bu durum, mültecilerin geri dönüş kararlarını almadan önce ülkelerindeki durumu görme arzusunu göstermektedir.
Yapılan araştırmalar, mülteci topluluklarının dönüş süreçleri hakkında daha fazla bilgi edinme ihtiyacı duyduğunu ve bu süreçte karşılaşacakları zorlukların net bir şekilde anlaşılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Llosa, Suriyeli mültecilere yönelik politikaların, dönüş süreçlerini destekleyecek şekilde yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, savaş sonrası Suriye’nin yeniden inşası ile ilgili uluslararası destek ve iş birliğinin de kritik önem taşıdığına dikkat çekti.
Tüm bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda, Suriyeli mültecilerin kendi ülkelerine dönüşlerinin yalnızca bireysel bir karar değil, aynı zamanda daha geniş bir uluslararası topluluk iş birliği ve destek gerektiren bir süreç olduğu ortaya çıkmaktadır. Mültecilerin karşılaştığı engellerin aşılabilmesi için hükümetlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve uluslararası topluluğun birlikte hareket etmesi elzemdir.