Yakın zamanda meydana gelen bir olayda, Suriye’nin kuzeyinde bulunan tampon bölgedeki İsrail güçlerine yönelik olarak silahlı 5 kişi tarafından ateş açıldığı bildirildi. Ordudan yapılan yazılı açıklamada, İsrail güçlerinin de saldırıya karşılık verdiği belirtildi. Ancak açıklamada, bu karşılık sonucunda herhangi bir İsrail askerinin yaralanmadığı ifade edildi.
Buna ek olarak, İsrail ordu radyosunun haberine göre, bu saldırının “alışılmadık” olduğu vurgulandı. Zira, İsrail güçlerinin tampon bölgeye ve Suriye’nin güneyine yönelik başlattığı kara saldırıları sonucunda, ilk defa bir hedef alındığı kaydedildi. Ancak, olayla ilgili Suriye’deki yetkililerden henüz resmi bir açıklama yapılmadığı görülmektedir.
İSRAİL’İN SURİYE’DE UYGULADIĞI STRATEJİLER
Söz konusu gelişmeler, Suriye’deki krizin derinleşmesinin ardından, 27 Kasım’da patlak veren şiddetli çatışmaların sonrasında, 8 Aralık’ta 61 yıllık Baas rejiminin çökmesiyle aynı döneme denk gelmektedir. İsrail ordusunun, rejim ordusundan kalan askeri altyapının ve imkanların imha edilmesi amacıyla Suriye’ye yönelttiği saldırılar önemli ölçüde artmıştır.
İsrail ordusu, özellikle Golan Tepeleri civarındaki tampon bölgeye girerek, işgali genişletmiş ve başkent Şam’ın 25 kilometre yakınlarına kadar ilerlemiştir. Bu gelişmeler, İsrail’in Suriye üzerinde yaptığı askeri eylemlerin artarak devam ettiğini göstermektedir. İsrail, 1967 yılından bu yana Suriye’ye ait Golan Tepeleri’ni işgal altında bulundurmaktadır. Bu işgal, 1974 yılında imzalanan Kuvvetlerin Çekilmesi Anlaşması ile belirlenen tampon bölge ve silahtan arındırılmış bölgenin sınırları içerisinde gerçekleştirilmektedir.
Öte yandan, Suriye’de yaşanan iç savaş ortamı, farklı grupların ve uluslararası aktörlerin müdahil olmasıyla birlikte karmaşık bir hale gelmiştir. Bu bağlamda, İsrail’in gerçekleştirdiği hava ve kara saldırıları, sadece Suriye topraklarıyla da sınırlı kalmayıp, aynı zamanda bölgesel istikrarı tehdit eden bir unsur haline gelmiştir. Ülkede yaşanan çatışmaların yanı sıra, bunun yanı sıra uluslararası toplumun bu olaylara yönelik tutumu da büyük bir önem taşımaktadır. Suriye’deki mevcut durum, hem bölgesel hem de küresel anlamda ciddi yankılar uyandırmaya devam etmektedir.
