Science Daily’nin haberine göre, demans tanısı bulunmayan ortalama 49 yaşındaki yaklaşık 134.000 katılımcı, her 2 ila 4 yılda bir, tükettikleri yiyecekler ve bu yiyecekleri ne sıklıkta tükettiklerine dair bir gıda günlüğü doldurdu. Bu çalışma, demansın önlenmesi ve beslenme alışkanlıkları arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla gerçekleştirildi.
Araştırmacılar, katılımcıları günde yedikleri ortalama kırmızı et miktarına göre üç ana gruba ayırdı: “az miktarda tüketen”, “orta miktarda tüketen” ve “fazla miktarda tüketen”. Bu gruplar, katılımcıların kırmızı et alışkanlıklarını daha iyi analiz edebilmek için oluşturuldu.
Çalışmanın sonuçlarına göre, işlenmiş kırmızı et ürünlerini “fazla miktarda tüketen” katılımcıların, ilerleyen yıllarda demans tanısı alma riskinin “az miktarda tüketenlere” kıyasla yüzde 13 daha fazla olduğu belirlendi. Bu bulgu, işlenmiş gıdaların, özellikle de işlenmiş etlerin sağlık üzerindeki potansiyel olumsuz etkilerini vurgulamaktadır.
Araştırmada işlenmemiş kırmızı et tüketiminin fazla olması ile demans riski arasında anlamlı bir fark tespit edilmedi. Bu durum, işlenmiş etlerin sağlık açısından daha zararlı olabileceğine dair önemli bir gösterge olarak değerlendirildi. Dolayısıyla, işlenmemiş kırmızı et tüketimi, daha az riskli bir seçenek olarak öne çıkıyor.
Öte yandan, araştırmacılar, günde bir porsiyon işlenmiş kırmızı et yerine tüketilen bir porsiyon kuruyemiş ya da baklagilin demans riskini yüzde 19 oranında azalttığını vurguladılar. Benzer şekilde, balık tüketiminin demans riskini yüzde 28, beyaz et tüketiminin ise yüzde 16 oranında azaltabileceği belirtildi. Bu sonuçlar, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının beyin sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini ortaya koymaktadır.
Araştırmanın bulguları, “Amerikan Nöroloji Akademisi” dergisinde yayımlanarak bilimsel topluluğa duyuruldu. Bu tür çalışmalar, demansın önlenmesi ve tedavisine dair önemli ipuçları sunmakta, sağlıklı yaşam tarzının benimsenmesinin önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. (AA)