Türkiye’de kamu sağlığını tehdit eden bir durum, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından yapılan bir açıklama ile gündeme geldi. Açıklamada, güvenilir kamu sağlığı hizmetlerinin aksamaması adına çeşitli hastanelerin yeni yöneticilerinin görevlendirildiği belirtildi. TMSF, bu yeni yöneticilerin tecrübeli ekipler olduğunu ve hastaneler ile ilgili çalışmalara ivedilikle başladıklarını ifade etti.
Büyükçekmece 1. Sulh Ceza Hakimliğinin kayyım atama kararının, Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlandığı vurgulandı. “Kayyım olarak atandığımız 13 Hastane ile 3 Şirket Kurumumuzun resmi internet sitesindeki ‘Kayyım Olunan Şirketler’ listesine eklenmiştir,” denildi. Bu gelişmeler, sağlık sektöründe önemli değişikliklerin yaşanacağını gösteriyor.
İDDİANAMEDEN
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 1399 sayfalık iddianame, kriminal bir skandalı ortaya koyuyor. İddianamede, sanık doktor Fırat Sarı’nın liderliğini yaptığı bir suç örgütünün, sanık doktor İlker Gönen ile birlikte 112 Acil Çağrı Merkezi’nde ambulans şoförü olan Gıyasettin Mert Özdemir tarafından yönetildiği bildiriliyor. Bu örgütün esas amacının yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini devrede dışarı çıkarmak ve doluluğu sağlamak olduğu iddia ediliyor.
İddianameye göre, hasta bebeklerin sağlık durumları olduğundan daha ağır gösterilerek, gereksiz yere daha uzun süre hastane yatışı yapılmakta. Bu yolla, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) yüksek ücret tahsil edilmekte ve bazı hasta yakınlarından da fazladan para alınmaktadır. Bebek hastaların sağlık hizmeti alması gereken hastanelere sevki yerine, şüphelilerin seçtiği hastanelere yatırıldığı kaydediliyor. Bu durum, sağlık hizmetinin bir kazanç kapısı olarak kullanıldığını göstermekte.
Örgütün amacı yalnızca bebeklerin sağlık durumunu iyileştirmek değil, aynı zamanda maddi kazanç sağlamaktır. İddianamede, karların sağlık çalışanı olan örgüt üyeleriyle paylaşıldığı da vurgulanmaktadır.
CEZA İSTEMLERİ
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebek ölümünden dolayı “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” gibi suçlamalardan toplam 10 kez hapis cezası talep ediliyor. Bu suçlamalar için toplam 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası isteniyor.
Ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in ise daha ciddi suçlamalarla karşı karşıya olduğu, 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması gerektiği iddia ediliyor. Toplamda 44 sanık hakkında benzer suçlardan hapis cezası öngörülmekte. İddianamede, dolandırıcılık suçunun işlendiği ve maddi menfaat temin edilen hastane ve şirketler için tüzel kişilere özel güvenlik tedbiri uygulanması talep ediliyor, yani kapatılıp mal varlıklarına el konulması isteniyor.
Soruşturma kapsamındaki hastanelerden finansal usulsüzlük tespit edilerek, İstanbul’da 9 ve Tekirdağ Çorlu’da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiştir. Bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve diğer hastalar, ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmiştir. Ayrıca, soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E.’yi ölümle tehdit eden kişilerin de tutuklandığı bilgisi verilmektedir.