Dünya Altın Konseyi, 2025 yılı birinci çeyrek dönemi için hazırladığı “Altın Talep Trendleri” raporunu yayımladı. Rapora göre, küresel altın talebi 2025’in birinci çeyreğinde, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 1 artarak toplamda 1206 ton olarak belirlendi. Bu veriler, altın talebinin 2016 yılından bu yana ölçülen en yüksek birinci çeyrek seviyesine ulaştığını gösteriyor.
Bu dönemde, altın fiyatlarındaki artışta altın borsa yatırım fonlarına olan talebin önemli bir rol oynadığı ifade ediliyor. Merkez bankalarının, 2025 yılının birinci çeyreğinde gerçekleştirdiği altın alımları ise bir önceki çeyreğe göre yavaşlama gösterdi. Bu çeyrek boyunca merkez bankalarının toplamda 243,7 ton altın satın aldığı belirlendi.
Öte yandan, yatırım amaçlı altın alımları dikkat çekici bir artış gösterdi. Bir önceki çeyrekte 344,7 ton olarak gerçekleşen bu alım miktarı, 2025’in birinci çeyreğinde 551,9 tona çıkmış durumda. Bununla birlikte, sikke ve külçe altın alımı toplamda 325,4 ton seviyesine ulaştı.
Ayrıca, altın takı talebinin, mevcut olan rekor fiyatların etkisiyle sert bir düşüş yaşadığı gözlemlendi. Takı amacıyla kullanılan altın miktarı, 2020 yılına denk gelen Kovid-19 salgını dönemi sırasında yaşanan talep duraklamasından bu yana ölçülen en düşük seviyeye düştü. Bu durum, altın takı pazarının üzerinde etkili olan ekonomik koşulların zorluğuna da işaret ediyor.
2025 yılındaki altın fiyatları rekor seviyeler kaydetti. Altının birinci çeyrek dönemindeki ortalama fiyatı, bir önceki yılın verileriyle karşılaştırıldığında yüzde 38 artarak 2860 dolara ulaştı. Bu fiyat artışı, yatırımcıların dikkatini çekerken, piyasalarda da büyük bir yankı uyandırdı.
Altın fiyatlarındaki artışın temel nedenleri arasında, ABD’nin uyguladığı tarifeler, jeopolitik belirsizlikler, borsalarda görülen oynaklık ve özellikle doların zayıflığı gibi faktörler öne çıkıyor. Bu unsurlar, yatırımcıların altına olan talebini artırmakta ve dolayısıyla fiyatların yükselmesine neden olmaktadır. Altın, tarihin her döneminde güvenli bir liman olarak görülmüş ve bu durum, günümüzde de geçerliliğini korumaktadır.
